HL(12)

1.2K 213 162
                                    

Köpke yazar bölüm yazmakta zorlanıyor.

¶¶¶¶¶¶¶

¬Hatırlatma;

Kulaklıkta dakikalık bir sessizlik hakimdi. Hiçkimse bir şey demiyordu. Santral adamlarının çoğu ya ölmüştü ya da tutuluyordu. Diğerlerinin ise kontrol merkezinden çıkmaları imkansızdı. Ya bunu kendilerinden birisi yapacaktı ya da herkes ölecekti." Bangchan Koru beni."

"Ne demeye çalışıyorsun? Hyunjin nereye gidiyorsun!!!"

"Santraldeki soğutucuyu çalıştırmaya gidiyorum!!"

¬Hatırlatma bitti.

-----------

"HyunJin! Hayır HyunJin!" HyunJin sarı saçlarını geriye iterek kulağındaki kulaklığa dokundu. Koşmayı kısa süreliğine bırakarak kulağında yankılanan sesi dinledi. Felix'in sesi endişeli geliyordu ve sesinde titreme hissetmişti. "HyunJin... Ne olur bak bu çok tehlikeli..."

"Burada bulunan her adam ya öldürülmüş ya da hapsedildi. Benim yapmam gerekiyor bundan başka çözümümüz yok." Arkasında kalan yerden hala silah sesleri geliyordu. Koşarken yolunun üzerinde cesetler görmüştü. Hem düşman hem de işçilerin nefesi kesilen bedenleri öylece yatıyordu.

Başının ağrımaya başlamasını çekirdek alanına yayılan güçlü randyasyon dalgalarına bağlıyordu. "Eğer oraya girersen kapı kapanacak... Tamamen kitlenmeyecek ama ben eğer buradaki reaksiyon ısı düğmesine basarsam sen oradan kendini çıkaramadan oksijen boğulmasından öleceksin. Buna emin misin?"

Kulaklığından gelen ses ile gözlerini kapattı. İş yerine geleli daha 6 aya yeni geliyordu belki de? Şimdiden ölmek acınası gibiydi ama yapacak bir şey yoktu." Eminim ama oksijen anında mı kesilecek hiç oksijen maskesi yok mu etrafta?" Bu sorun için elbette bir çözüm ürettiklerini düşünüyordu.

"Kilidini açabilirsen eğer orada bir kutu olacak. Ama HyunJin oraya silahsız girmen gerekiyor. Üzerinde metal olan her şeyi çıkarmalısın. Çekirdek kendisine çekebilir." onların görmeyeceğini bilse de kafasını salladı. Ve koşmaya devam etti yaklaşmıştı.

Felix'in arka arkaya adını seslendirmesini hala duyuyordu bu da dudaklarında bir gülüşün istemsiz oluşmasını sağlamıştı. Ama geri dönemezdi bu durumda. Radyoaktif bir çekirdeğin erimesi demek tüm kore halkının ölmesi demekti, bir kişinin canının yanması herkesin kurtulması demekti.

Polis ve Dedektifler eğitim alırken bunu tüm eğitmenler söylerdi. "Sizin canınız eşittir halkın canıdır. Sen koruma kalkanısın. Eğer canını önemseyen, canı tatlı olan ve yaşamak isteyen kapıdan defolsun gitsin." demişlerdi daha ilk derslerinde. 100 kişilik sınıfta 65 kişi kalmışlardı. Evet HyunJin sert bir eğitim görmüştü.

O kadar sertti ki bazen bir hatalarında tüm gün yemek verilmezdi. Ağır cezalar alırlardı, korkusuz olmaları için onları koca ormanda ya da mezarlıkta gece tek başlarına bırakırlar, sopa ile ceza yerlerdi. Gittiği okul beyaz ve kırmızı berelı jandarmalarla birlikte oldukça disiplinli sert polis, dedektifler yetiştirirdi. Belki de bu nedenle HyunJin dışından oldukça sert görünürdü? "HyunJin ben de geliyorum bekle lütfen!"

"Ben yapmazsam eğer Tüm kore halkı ölecek. Felix yanıma gelmiyorsun!" sertçe söylenerek kafasını kaldırdı. Birkaç dakikadır iletişim kulesinin hemen arkasında kalan çekirdek kulesine doğru koşuyordu. Ve sonunda varmıştı. Gözlerini kapıda bulunan kameraya dikti. Ve kamerayı izlediğini bilen bedene olumsuz anlamda başını salladı.

"Soğutucu..." Gözlerini yere indirdi kapının önüne kanlar içerisinde yığılmış bedene baktı bu sefer. Diz çöktü onun yanına. "İşini iyi yaptın." nefesi kesilmiş işçinin ilk önce açık duran gözlerini kapattı eliyle ve onun elinde tuttuğu telsize uzandı.

HᴇʟʟSᴛᴀᴛɪᴏɴ § HʏᴜɴLɪx✔︎Where stories live. Discover now