ETKİ

5.4K 153 161
                                    

"Saflık"

Geceye ait karanlık tavandan süzülen bembeyaz kar taneleri yere doğru süzülürken penceremin camından hâlâ aşağıda olan Serhat'a baktım bir süre.

"Burdayım"dedim dudaklarımı haraket ettirmek için zorlarken,bir duygu kadar saf olan gülümsemesi yüzüme vururken elleri paltosunun ceplerindeydi.

Başını beni görmek için hafifçe yukarı kaldırmıştı.Özenle taranmış gibi duran parlak siyah saçları rüzgarın soğuğundan etkilenmezken,ayın soluk ışığı bir ışın gibi yüzüne yansımıştı.

Benim otel odasında olduğumu kendince teyit ettikten sonra sıkıntı içerisinde verdiği nefes bu soğuk havada buhar bulutuna dönüşürken kısık gözlerle son kez bana baktı.

Arkasını dönerek adımlarını arttırdığına karın üstünde oluşmuş ayak izleri bir simge gibi yerde beliriyordu.

Bir adım daha attı ve ardından bir tane daha...

Kar fırtınası siddetini arttırırken sanki onun gitmemesini istercesine parmaklarımı usulca cama dayadım.

İçimdeki eksiklik duygusunu görmezden gelerek geri çekildim.
Yalnızlık hissi beni yokladığında bakışlarımı gökyüzüne çevirdim.
Pencereyi açarak karanlık tavana fısıldadım.

"İyi geceler Serhat Demir,gecelerimin kadim sebebi"

Karın dinmiş olduğu bir güne gözlerimi açarak gerilerek esnedim.
Ayağımdaki kalın çoraplar yataktan aşağı zeminle buluştuğunda ayakta dikilerek saçımı topladım.Üzerimi hızla değiştirip ufak bir makyaj yaptım.Dün pek fazla uyuyamamıştım,düşüncelerim sanki her bir rüyama savaş açmış gibiydiler.
Ne zaman uyumak istesem aklıma gelen fikirlerle bir ok gibi geriliyordum.

Kapımı açarak merdivenlerden ikişer adımlarla inmeye başladım.Otelin giriş kapısına yakın olan kafetarya'ya ulaşınca kendime bir kahve alarak bir kez daha esnedim.

Gözlerim annem ve babamı ararken bir anda birkaç masa uzakta bana el salladıklarını gördüm.

Yanlarında Rüzgar Amca ve Rümeysa Teyze de vardı,tabiki Serhat da ordaydı.Simsiyah delici gözleri beni bulduğunda bu soğuk havada avuç içlerimin terlediğini hissettim.

Kan dolaşımımın hızlandığını hissedebiliyordum,yüzüme çöken kanla birlikte kendime gelerek masaya doğru yöneldim.

Güler yüzle herkese kısa bir "günaydın" dedikten sonra Serhat'ın yanına oturdum.

Fit vücudunu ortaya seren dar ve boyunlu bir kazak giymişti, sol koluna taktığı saati ve diğer elinde tuttuğu gözlüğüyle birlikte bakışlarını bana çevirdi.

Saçlarını bir eliyle düzeltirken bende utangaç bir şekilde ona odaklandm.

O sırada masadaki telefonunun çalmasıyla sırtını yaslamış olduğu yerden dikleserek telefonu eline aldı.
Umursamazca birkaç dakika ekranla bakıştı ve tahammülsüz bir şekilde yüzünü ekşitti.

-Noldu?

İkimizin de ailesi yanımızdaydı ve bu durum her ne kadar beni gerse de söylediklerimi oldukça temkinli ve sessiz söylemeye dikkat ediyordum.
Zaten dikkatleri bizden epey uzaklaşmış duruyordu.

-Yeliz,dünden beri arıyor.

Nedenini anlamaya çalışırcasına gözlerimi üzerine diktim.

-Burda konusmak pek müsait olmaz.

Dışarı çıkmak için kullandığı cümle karşısında ayağa kalktım.Masadakilerin bakışı bize doğru döndüğünde ellerimi arkada birleştirerek konuştum.

TUTKUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin