AYDINLIK

3.1K 137 76
                                    

[Kesit]
Bulanık,karanlık,yalnızlık...
Sessizlik içerisindeki kulaklarım yavaşça tıkırtılar hissetmeye başladığında başıma saplanan ağrıyla keskin bı acı hissettim.Gözlerimi açamıyordum,en ufak bir hareket eyleminde bile bulunamazken dakikalar boyu karanlığı hissettim.Kendimde değildim,sanki farkında olduğum bir rüyayı sessizlikte yaşıyordum.

Ve göz kapaklarımın açıldığını, ufak bir ışık sızıntısının gözlerimden içeri girdiğini hissettim.
Uyuşturulmuş bir bedene sahipmişcesine kolum dışında herhangi bir yerimde ağrı hissetmiyordum.

Bana ne olduğu hafızama saniyeler içerisinde yerleşirken yorgunca bir nefes verdim.Gözlerimi yavaşça açmaya başladığımda yüzüme takılmış olan buhar cihazının farkına vardım.Temiz hava ciğerlerimden daha aşağılara inerken kafamı yana çevirerek sarılmış olan kolumu inceledim.Hafifçe sızlanan yaramı görmezden gelerek bakışlarımı odada gezdirdim.

Serumumla ilgilenen hemşireyle bakışlarım çarpıştıgında elimi hareket ettirerek yüzümdeki buhar başlığını kendimden uzaklaştırdım.

"Bu kadar şeye ihtiyaç var mıydı gerçekten?"

"Nergis Hanım,sizi 15 dakika da bir kontrol etmemi istedi"

Gözlerimi devirerek yüzümdeki buhar maskesini indirdim.Bilmediğim bu yerde Nergis Hanım'ın himayesi altında mıydım?
Ama nasıl?

"Altı üstü kolumda küçük bir yanık var"

Hemşire oldukça bilmiş bir edayla başını eğdi.

"2.dereceden kolunuzun yarısını kaplayan bir yanığın 'küçük'olarak adlandırılmasını doğru bulmuyorum;ayrıca sizi bulduklarında aşırı dumana maruz kaldığınız için bilincinizi kaybetmişsiniz."

Buhar makinesinde birkaç düğmeyle oyalanarak tekrardan yüzüme yerleştirdi.

"Ben Nergis Hanım'a haber vereyim"

Kapıyı kapatarak çıktığında aklıma gelen düşünceyle bir anda diklestim.

O boktan projeleri yakmıştım,peki toplantı?

İptal mı etmişlerdi yoksa ertelemisler miydi?

Erteledilerse hangi tarihe koymuşlardı?

O odada yanan projelerle beraber beni aynı yerde bulduklarında anlamışlar mıydı?

Araf,pişman olmuş olabilir miydi?

Beni göz göre göre ölüme terkedip giden Yeliz neredeydi?

Sorular beynimde teker teker dönmeye başladığında bakışlarım yanmış olan koluma kaydı.

Hafifçe sızlayan bir acı hissetsem de ciddiye almak istemedim.Yavaşça dokundum.Sarılmıs olmasına rağmen sanki tenimi iğneliyorlarmıs gibi gözlerimi kıstım.

İçeri endişeyle giren Nergis Hanım'ı görmemle dikleştim ve bir nefes verdim.

Yanıma oturarak birkaç dakika yüzüme baktı.

"İyi misin?"

Yüzündeki maskeyi bir hışımla çıkarıp sesimi yükselttim.

"Beni o odada tek başıma bıraktınız,yanına aldığın o küçük sürtük beni alevlerin arasına attı!"

Nergis Hanım soğuk ses tınısını korurken arkasına yaslandı.

"Ama şuan burdasın ve iyisin Ayliz,daha fazla diretmenin bir anlamı var mı?"

"Lanet olsun,ölebilirdim!"

"Ama ölmedin"

Küçümser bir bakış atarak buhar makinesinden birkaç dakika daha soluklandım.

"O odada seni öylece bırakamazdım ve Yeliz'i zorla ikna ederek seni ordan çıkardık."

Mimik bile oynatmadan onu dinlerken saçını yana yatırarak devam etti.

"Senin için hayatımızı tehlikeye atıp o odaya girdik Ayliz"

"İlk önce beni ateşe atıp sonra da vicdan yaptınız,karşıma geçip'seni kurtardık Ayliz'ayakları çekemezsiniz"

Başını iki yana sallayarak sinirle yanımdan kalktı.Kapıyı çarpıp çıktığı esnada sıkıntıyla bir iç geçirdim.

Ailem,Serhat,Rümeysa Teyzeler;neredelerdi?

Ben neredeydim?

Ve gerçekten söyledikleri gibi beni onlar mı kurtarmışlardı?

Sorular birer birer zihnime kazınırken öksürdüm.

Bedensel olarak değil ama ruhsal olarak bitkin hissediyordum.

Ayağa kalkarak bitmiş olan serumuma göz gezdirdim.

Etrafı incelediğimde buraya gayet yabancı olduğumu ve kesinlikle bilmediğimi fark ettim.

Kapıyı açmaya çalıştığımda kilitli olduğunu görmemle birkaç kez kapıyı tekmeledim.

"Nergis Hanım,Yeliz!"

Yatağımın yanında duran sürahiyi kapıya doğru fırlatarak tuzla buz olan cam parçalarını inceledim.

Kapı kilidinin açılma sesini duymamla sinirle soludum.

"Ayliz Hanım,delirdiniz mi siz?"

Karşımda duran hemşireyi ittirerek içeri doğru yürüdüm.

Salona benzer geniş bir odaya geldiğimde kahvesini içen yeliz'i görmemle saçından tutarak kafasını duvara yasladım.

"Beni o odada ölüme terk ederken aklından neler geçiyordu senin!?"

Derin soluklar alırken,ağzından küçük bir çığlık kaçtı.

"Bak şuan kimse yok,ya aynısını bende senin üzerinde denemek istersem?"

Yeliz elini duvara dayayarak son ses bağırdı.

"Bırak beni,aklını mı kaçırdın?"

"Belki de sen delirttin beni ama yeliz biliyor musun?; deli olmak senin gibi aşağılık bir orospu olmaktan daha iyi!"

Kafasını dayamış olduğum duvardan hızla çekerken yanımıza koşan Nergis Hanım aceleye Yeliz'in yanına eğildi.

İkisi de korkuyla bana bakakalmış durumda nefeslenirken boğazımda hissettiğim yumruyla sertçe öksürdüm.

Kolumdaki sızı giderek artarken bir anda arkamda duyduğum tok sesle o tarafa döndüm.

"Ayliz"

Yaşadığım şokla kaşlarımı çattım.Zorla yutkunarak kesilmemek için direnen nefesimi sıklaştırdım ve ona bakarken zorla konuşabildim

"Senin...Senin burada ne işin var!?"

TUTKUWhere stories live. Discover now