bölüm dört

1.3K 215 72
                                    

Haluk Levet - Zifiri
  
  
  
  
Bütün bir geceyi
uykusuz geçirmene
sebep olan şeyleri
bir nefeste anlatamazsın.
Önce içine atarsın,
sonra da susarsın.
 
  
 
Gece büyüyordu gitgide ve büyüdükçe beni içine almış, yutuyordu. Gece büyüyordu ve ben gitgide küçülüyordum. Düşünceler arasında sıkışıyor, nefesim kesiliyor, bazen ciğerlerim yanana kadar soluklanmayı bile unutuyordum. Sonunda yine, beni omuzlarımdan tutmuş, son anda pembe olmasına karar verdiğimiz boyayı saçlarıma süren Taehyung'un dalgın hallerime üzüntüyle bakması beni bir şekilde kendime getiriyordu. Gülümsemek için çabalıyordum.

"Sana yeni bir hayatı öğretmek, seni her şeyden korumak, peşini bir türlü bırakmayan şu hüzün perdesini yavaş yavaş yok etmek istiyorum."

Aniden ellerimi tutup, taburemin önünde dizleri üzerine çöktüğünde onun kırmızıya boyanmış saçlarının üzerine geçirdiği şeffaf naylon ve parlak gözleriyle o kadar saf görünüyordu ki üzerini kirleteceğimi bilmesem atlayıp sarılırdım hemen. Gün boyunca bir an olsun yanı başımdan ayrılmamış, sanki küçük bir bebekle ilgilenir gibi ilgilenmişti benle.

"Arkadaş mı olduk şimdi biz?" Diye sordum zar zor bulabildiğim sesimle. Titrememesi için derince solumak zorunda kalmıştım.

"Arkadaş az kalır.... Bogum ne demişti... ruh eşi, evet ruh eşi olduk biz." Dedi, güzel bir gülümsemeyle. "Ruh eşini bilir misin? Arkadaş gibidir ama daha fazlası. Seni dünyada herkesten daha iyi anlayacak kişidir. Sonsuza kadar birlikte ilerleyeceğin insan. Ve ne olursa olsun seni sevmekten asla vazgeçmeyecek."

Alt dudağımı dişlerim arasına aldığımda gözlerim çoktan dolmuştu. Ellerimi tutan iri ellerini çekip boynuma doğru atladığında yere, onun üzerine düşmüştüm. Kahkaha atmaya başladığında boğulmama rağmen kıkırdadım omuzunda. "Kıyafetin kirlenecek." Sesimi duyup duymadığını bile bilmiyordum. Boğuk çıkmıştın

"Kirlensin." Dedi. "Seninle çamur göletinde de sarılırım."

"Ama bu kadarı da fazla değil mi beyler." Birkaç öksürük sesinin ardından Bogum konuşmaya başladığında altımdaki Taehyung daha çok gülmeye başlamış ve ben de onun gülüşüne takıldığım için kalkmaya çalıştığımda tekrar üzerine düşmüştüm.

Birkaç saniye sonra Bogum beni omuzlarımdan tutup kaldırdığında nihayet ayrılabilmiştik. Geriye çekilirken Taehyung'un kızarık gözlerinden ağladığını anlamıştım. Boğazıma oturan yumruyla derince yutkundum. Hayatımda ilk kez bir arkadaş ediniyordum ve hayatımda edindiğim ilk arkadaşım dünyanın en güzel varlığıydı.

"Hadi saçlarınızı yıkayın cidden meraktan çatlamak üzereyim. Ama sevgilimi ilk ben göreceğim."

Bir seksen boyuyla dudaklarını çocuk gibi büzüp, huysuzca Taehyung'u kolunun altına çeken Bogum'a şaşırmadım; artık görmeye alıştığım bir sahneydi. İlk gün masanın başında sinirlenince sesi de kalınlaşan, gerilince yumruklarını sıkan ve sık sık kaşlarını çatan bu adam sevgilisinin yanında küçücük oluyordu.
 
 
 
  
 

🦋
 
 
 

Taehyung ve ben banyonun aynasından birbirimize bakarken odayı sessizlik kaplamıştı. Kelimelerle ifade edemeyeceğim kadar ateşli görünen 'ruh eşimin' tam aksine pembe saçlarımla tam da on yedi gibi duruyordum şimdi.

"Jimin sen bir ömür boyunca bu saç rengini değişme tamam mı? Resmen pembe rengi senin için yaratılmış. İyi ki yanlış almışım boyanın rengini!"

el diabloOù les histoires vivent. Découvrez maintenant