GİRİŞ: Sonsuz Baharın Hükmü

596 63 385
                                    

Selam!

İyi okumalar :)

Tharian'da gün daha yeni aydınlanıyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Tharian'da gün daha yeni aydınlanıyordu. Kuzeyin ışıltısı krallarının zalimliği yüzünden sönmeye yüz tutmuş olsa bile hala sabahın ilk ışıklarında şehir hiçbir şey yitirmemişçesine görkemli bir şekilde parlıyordu.

Gölgelerin arasına dalmadan evvel genç adamın düşündüğü şey bu olmuştu. Kendini Kral Efnisien'in önünde bulmadan önce ışığın şehri Tharian'ın uğursuzluklarla nasıl ferinin söndüğünü düşünüyordu. Bunu hükümdarın gözleri önünde yapamazdı. Çünkü o kanındaki hükümle, onun gözlerinin ötesini görürdü. Aklından geçenleri bilirdi, zihni ona yeminliydi. Kral onun düşüncelerinde ihanetin gölgesine dahi rastlarsa hiç düşünmeden onun son umudunu da söndürürdü. Aklı tutsak olmasına rağmen bugün kanının son damlasına kadar savaşıyorsa hepsi kalbini özgür kılmak içindi.

Gölgelerden dışarı adımını attığı an karşısında dikilen askerler ona kılıçlarını kaldırdı. Kendisi kalenin surlarının içinde aniden belirmeye alışık olsa da, iç kaleyi korumakla hükümlü muhafızlar buna asla uyum sağlayamamıştı. Onlar sadece gölgelerden korkmayı öğrenebilmişti.

Caelan başını kaldırdı, kızıl gözlerinin karşısındaki adamları titretişine tanık oldu. Üzerine giydiği, gümüş işlemelerle süslü, siyah kadife tuniğinin kollarını sıvamıştı. İçteki beyaz gömleğinin açıkta bıraktığı sağ kolunu havaya kaldırdığı an muhafızlar birkaç adım geriledi korkuyla. Üzerlerine vuran ağaçların gölgesine onları her an öldürebilecek bir zehirli sarmaşıkmışçasına baktılar. Elinde olmadan öfkeli bir şekilde iç çekti, sadece sağ kolundaki tenine bir kurdele misali sarılmış mavi şeridi göstermek istemişti. Bir Cellat'ın Hükümdar'ına olan bağlılığının sembolünü...

"Kral beni çağrıyor." dedi. Sesi umduğundan sert çıkmıştı. Kanındaki ölüm kendini her daim belli ediyordu. Kralla yaklaşan konuşmanın umudunu söndürmek üzere olduğunu hissedebiliyordu. Gölgeler ona yaklaşan felaketi fısıldıyordu.

"Bize böyle bir bilgi verilmedi." Dedi muhafızlardan biri. Onun zırhında diğerlerinden farklı olarak gök mavisi mücevherlerle mühürlenmiş ışıltılı desenler vardı. Tanışmak için hiç ama hiç iyi bir vakit olmasa da Fomorilerle son savaşta kaybedilen komutanın yerine geçmiş olan Ras bu olmalıydı. Açıklama yapmak istemeyecek kadar gergindi, gölgelerin fısıltıları katlanılamayacak kadar artmıştı. Son bir aydır taşıdıkları haberlerin hepsi büyük bir acının sancılarıydı. Uzaklarda, çok uzaklarda, yitip giden birinin yasını kendi yüreğinde yaşamaya başlamıştı. Gölgelerden haber almak yetmiyordu, onun üzerine vuran ışığın altında onunla olmak istiyordu. Aynı yıldızın aydınlattığı topraklarda yürümek, acısını paylaşmak...

Muhafızlardan ikisi nihayet cesaret edip ona doğru adımladığında Caelan sabırsızca bir ipi eline doluyormuşçasına sol elini kıvırdı, gölgeler adamların ayaklarına dolandı. Onlar yere serilirken diğerleri kapıya doğru geri çekildi.

RHOSİNWhere stories live. Discover now