27. Yadigar: Aşılmaz Mesafeler

209 31 161
                                    

Selam :)

Bu bir geçiş bölümüdür, haberiniz olsun!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu bir geçiş bölümüdür, haberiniz olsun!

İyi okumalar...

------

------

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

------

Görüşüm kızıl bir ışık tarafından kapandığında zihnimin gerilerine savrulmuştum.

"Uyan Helia."

Akiel'in dediğini yapmak istiyordum ancak yolu bulamıyordum. Boşluktaydım, ebediyetmişçesine hissettiren bir karanlıkta savruluyordum.

"Sesime doğru gel, idlamıza doğru..."

Var olmamışçasına bir bilinç olarak süzülürken bir an için hiçbir yere ait değilmişim, hiç var olmamışım gibi hissettim. Bağımsız şekilde hissizlikle sınanırken bir anda çektiğim acının çok benzerini hissettim. Bilincimin diğer tarafında, bağın hemen öteki ucunda... Acı son hızla bana yaklaşırken çarpacağı anı beklemiştim ancak beklediğim darbe hiçbir şekilde gelmemişti.

Çünkü bu sefer o ıstırap bana ait değildi.

Bu kez damarlarımda özgürce dolaşmıyordu, dalga dalga göğsümde yankılanmıyordu. Arada çok hafif ince bir perde vardı. Benden ayrı ancak bana çok yakındı. Gözlerimi açtığımda Diathyn'deki o taht odasındaydım. Kalabalıktı, uğultuluydu, gergindi. Tahtın önünde tüm ihtişamıyla ayakta dikilen, eli havada bir şekilde olduğum yere doğru uzanmış Lucifer vardı. Destanlara konu olmuş yakışıklı yüzü pişmanlıkla çarpılmış, bir anlığına havadaki eli yaptığı şeyi geri almak istercesine titremişti.

Kulağımın dibinde şuh ve iğrenç bir kahkaha yankılandığında irkilerek ona döndüm ve bordo teninde siyah şeritler olan, kapkara gözleri oniks gibi parlayan kadını görünce refleks olarak geriledim. Kapkara saçlarının arasından boynuzları uzanıyor, konjonktivası dahi siyah olan gözleri fazlasıyla midemi bulandırıyordu. Asmodeus, diye düşündüm. Tasvirlerini defalarca kez okuduğum şehvetin şeytanı pek çok kişi için çekici olsa da içimdeki tiksintinin büyüklüğü tüm güzel yanlarını maskeliyordu. Bu hislerin ve acının asıl sahibine dönmek isteyerek arkama baktım. Orada gördüğüm yerde kımıldayamayacak halde, kaskatı şekilde, yüzüstü yatan siyah zırhlı adamın Akiel olduğunu biliyordum. Başını kaldıramayacak kadar acı içinde olduğunu ve bunun Akiel için en korkunç anlardan biri olduğunu biliyordum. Birazdan başını kaldırıp sadece bakışlarıyla intikam yemini edeceğini de...

RHOSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin