24. Yadigar: Altın Dolunay

305 33 548
                                    

Selam :)

İyi okumalar...

———

———

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

———

"Beni de bu işe bulaştırdığına inanamıyorum." dedi Levi homurdanarak. Bir yandan pelerinini tanınmamak için çekiştirirken diğer yandan önümüzde etrafı dünyanın en ilginç şeyiymiş gibi izleyerek yürüyen ikiliyi gözlüyordu.

İlk kez saraydan çıkışım olduğu için aslında ben de onlar gibi olmalıydım ancak yapamıyordum. Bu düşünceyle pelerinimin kapüşonunu düzelttim, malum, gözlerim direkt bizi ele verirdi. Clio bizi Albion sokaklarına ışınlamadan önce yaptığımız anlaşma belliydi, kimliklerimiz açısından güvenli bir hana varana dek tanınmamamız şarttı. Kandiller sokak lambasıymışçasına yerleştirilmiş gri taştan yol gece gezenler için aydınlatılmıştı. Saray kadar gölgesiz değildi, çıktığımızdan beri tek tük birkaç gölgeye den gelmiştim. Ancak yine de her şeyin veya herkesin gölgesi yoktu. Bunu Levi'ye sorduğumda Miwa sarayın ruhu olsa bile enerjisinin tüm Albion'a taşabilecek kadar kuvvetli olabileceğini söylemişti. Saray içinde olduğu kadar kuvvetli olmasa bile etkileyebiliyordu; bu Miwa'nın sınırlarına olan merakımı daha da kabartmıştı.

"Bu belayı tek başıma üstüme alamazdım. Tabii ki seni de bulaştıracaktım." dedim. Levian bana olabilecek en ters bakışı fırlatırken ben de masum masum bakmaya devam ettim. Tıpkı bu gece bizi dışarı çıkarması için ikna etmeye çalışırken ona attığım o bakışlar gibi... Bir yanımda dünya tatlısı koca gözlü Elaena diğer yanımda ayaklı drama olan Alastir ile beraber ikna olması çok uzun sürmemişti. Yine de capcanlı Albion sokaklarına indiğimizden beri bu yaptığımızın saçma olduğunu söylenmeden duramıyordu.

Haklıydı da.

Ama gerçekten başka çarem yoktu, Alastir bana onu bu geceliğine dışarı çıkıp Albion sokaklarını gezdirmem için yalvarırken onu kırmam imkansızdı. Elaena ise hiç hesapta yoktu, yardım için Levian'ın kapısında gittiğimizde onu zaten orada bunun için hazır bir şekilde dikiliyor halde bulmuştuk.

Elaena beni bazen gerçekten ürkütüyordu.

Bize ben daha hiçbir şey söylememişken heyecanla ne zaman gidiyoruz diye sorduğunda genel olarak saray hapsinde yaşayan bu ikiliden kurtuluşum olmayacağını kabullenmiştim. Hem benim de Julianne meselesi konusunda kafa dağıtmaya ihtiyacım vardı.

Yanımda sürüklediğim, bana kıyamadığı için burada olan kuzenime baktım. Nazik Prens Levi... Burada başımıza bir şey gelirse ya da yakalanırsak benimle beraber yanması için seçtiğim çok sevgili kurbanım o olmuştu. Ama bence o da dünkü kan mahkemesi nedeniyle onu oyalayacak bir şey arıyordu, bu sayede daha kolay ikna olduğunu düşünüyordum.

"Kapısındaki muhafızları nasıl atlatmış?" diye fısıldadı Levi bana usulca, önümüzdeki gülerek sohbet eden ikilinin duymasını istemediğini belli ederek. İç çekerek topallayan Alastir'e baktım, eğer Kraliçe Elide bu gece ansızın tatlı uykusundan uyanırsa cidden başımız büyük belaya girecekti.

RHOSİNWhere stories live. Discover now