Bölüm 9 - Balo

4 5 0
                                    

Carol'a baktı. Gülümsedi. Onu da gülümsetti. Kadın gözünün önüne gelen saçlarını düzeltti. O sırada Joe kolundaki saate baktı ve ayağa kalktı.

''Gitmemiz gerek. Davet edildiğimiz bir parti var.'' Dedi bisikletleri yerden kaldırırken. Kısa bir süre içinde evde oldular. Bisikletleri evin kenarındaki demire bağladılar ve içeriye girdiler. Carol'un hazırlanması çok sürmedi. Joe üstünü çoktan değiştirmişti. Carol'u bekliyordu. Kadın sonunda odadan çıktığında Joe istemsizce gülümsedi. Carol harika görünüyordu. Elbisesi gece kadar karanlıktı fakat yıldızlar kadar parlaktı.

''Jul... Carol! Mükemmel görünüyorsun. Hazırsan gidelim.''

''Çok teşekkürler Joe, sen de çok yakışı... güzel yani harika görünüyorsun.'' İçinden kendine lanet etti. Heyecanlanmanın sırası mıydı şimdi?

''Unutma, ismim Liam.'' Kolunu uzattı. Carol kafasını onaylar biçimde salladı ve ona doğru ilerledi. Koluna girdi. Birlikte çıktılar. Büyük Köşk'e vardıklarında konukların çoğu gelmişti. Kapıyı Patricia ve Oscar açtı.

''Liam! Gelmişsin.'' Patricia Joe'nun üstüne atladı. Joe, istemsizce de olsa ona sarıldı.

''Liam, bu Oscar.'' Otuz iki diş sırıtışı birden azaldı. ''Nişanlım.'' Dedi sesini alçaltarak.

''Öyle mi? Mutluluklar dilerim.'' Diyerek cevap verdi Joe. Biraz da Oscar'ı süzdü. Bakışları onu rahatsız etmiş gibi görünüyordu. Patricia ise aynısını Carol üzerinde uyguluyordu. Merakına yenik düştü.

''Bu kim?'' diye sordu patavatsız ve laubali bir şekilde işaret parmağıyla yavaşça Carol'u göstererek. Joe kafasını koluna takıp geldiği kadına doğru çevirdi ve Carol'u biraz süzdükten sonra gülümseyerek cevap verdi.

''Müstakbel eşim.''

''Ya öyle mi? Ben de mutluluklar dilerim.'' Diye cevap verdi Patricia gözlerini bir saniye bile Carol'un üzerinden alamayarak. Ondan hiç hoşlanmadığı apaçık belliydi. Oscar'ın koluna girdi. Arkalarına bile bakmadan oradan uzaklaştılar. Carol ise bu durumda ne yapacağını bilemedi. Gülümsedi ama kısa sürdü. Tatlı utancını belli etmek istemiyordu. Ardından Bay Leslie göründü. Joe'ya doğru ilerledi.

''Bay Murphy gelmeniz ne iyi oldu anlatamam. Davetliler sizinle tanışmak için can atıyor. Şimdiden çok fazla istek gelmeye başladı.''

Joe ile birlikte salona doğru ilerlediler. Carol yalnız kalmıştı. Etrafına bakındı. Duvarlara göz gezdirdi. Her biri Joe'nun eseriydi. Elini duvara sürerek ilerledi. Boyaların çıkıntıları eline batıyordu. Duvarın sonuna geldiğinde duraksadı. İki kişinin konuşmasına kulak misafiri olmuştu.

''Bebeğim biliyorsun, ondan ayrılacağım. Çok sürmeyecek. Fakat ilk önce toplayabildiğimi toplamalıyım. Bu ailenin servetini biliyorsun. Bunu bizim için yapıyorum. Beni anlıyorsun, değil mi? Şimdi izin ver de öpeyim.''

Kafasını kaldırıp duvarın arkasına doğru uzattı. Gözlerini fal taşı gibi açtı. Emin olmak için birkaç kez gözlerini ovdu. Kadını tanımıyordu fakat o adam, Oscar'dı. Patricia'yı aldatıyordu. Ellerini kadının beline koymuştu. Kadın ise adama küskün gibiydi. Elleriyle onu ittiriyor, kafasını çeviriyordu.

''Para umurumda değil Oscar! Ben seni istiyorum. Seni o kadının yanında görmek beni delirtiyor. Burada anlaşılmayan tek kişi benim!''

Oscar kadının ağzını kapattı.

''Sessiz ol be kadın! Bir duyan olacak. Ben de istiyorum seni. Fakat bana zaman tanı. Son bir ay daha.''

Kadının kaşları iyice çatıldı. Sinirden patlayacak gibiydi. Oscar ise onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

Ölene Dek BirlikteWhere stories live. Discover now