Bölüm 4 - Tanışma

58 52 9
                                    

''Joe, işte orada! Buldum onu. Şimdiki bedenim bu olmalı.'' Eliyle bir dükkanın içini gösterdi. Esmer, güzel mi güzel bir kadın kasasındaki paraları sayarken Julia'nın gözlerine takılmıştı. Joe ona doğru baktı ve gözlerini irice açtı.

''Hayatım, o olmaz. Güven bana. Onun kamburu var.''

Julia kaşlarını çattı. Kadını iyice süzdü. Beli incecik ve dümdüzdü. Sırtında ise bir eğrilik yoktu. Bu kadın muhteşemdi.

''Benim gördüğüm kadarıyla harika bir kadın. Onu istiyorum Joe!''

Joe ne yapacağını bilemedi. Bu kadın onu polislere şikayet etmeye çalışan kadındı. Dükkana girdi.

''Merhaba, paramı bozdurmak istiyorum.''

Kadın saymakta olduğu paraları masanın üstüne bıraktı ve elini uzattı. Daha sonra kafasını kaldırıp adama baktı. Bir adım geriye gitti. Korkmuştu. Elleriyle kendini siper etti. Julia her şeyden bihaber olanları izliyordu.

''Lütfen, bağışlayın beni. Size kötülük ettim. Fakat siz de beni polise şikâyet etmek istediniz. Görmüyor musunuz ne hâldeyim? Beni dışarıdan alıp kurtaran tek kişi siz oldunuz. Bunu unutamam. Lütfen beni bir dostunuz olarak görün. Unutalım bu kötü olayları.''

Kadın sakinleşti. Gülümsedi ve adamın omzuna dokundu.

''Ben de özür dilemek istiyorum. –Sesini alçalttı- Fakat siz delisiniz. Gazeteden gördüğüm kadarıyla herkes sizi arıyor.''

Joe gazeteyi eline aldı. Fotoğrafının altında şunlar yazıyordu; ''Akıl Hastanesinden kaçan hasta aranıyor. Bilginiz olursa lütfen bildiriniz.'' Joe gazeteyi yere fırlattı.

''Saçmalık! O yere asla geri dönmem!''

Kadın elleriyle Joe'yu durdurmaya çalıştı. Bağırarak insanların dikkatini çekiyordu. Kadın onu sakinleştirdikten sonra bahçedeki sandalyelerden birine oturttu.

''Bayım, lütfen sakin olun. Sizi saklayacağım. Bunu bir iyilik olarak yapmayacağım. Bu dünya fazla korkunç, fazla adaletsiz. Siz eğer oraya geri gönderilirseniz acınız çoğalacak. Yüzünüz yara bere içinde. Saçınızı tarayacak bir tarak bile bulamamışsınız. Sizi bir beyefendiye yakışır şekilde giydirmek ve bakımınızı yapmak benim vazifemdir. Lütfen benimle evime tekrar gelin. Bu sefer kaçmayın.''

Joe gülümsedi.

''Kimseye burada olduğumu söylemezseniz asla kaçmam, size güvenim sonsuz.'' Dedi.

Kadın gülümsedi. Elbisesinin eteğini topladı ve bomboş kalmış dükkanını kapattı. Yandaki merdivenlerden çıktı. Kapıyı açtı ve eliyle içeriyi işaret etti. Joe gülümseyip içeriye girdi. Kadın da arkasından geldi. Joe cam kenarındaki koltuğa oturdu. Kadın da şöminenin karşısındakine geçti. Birbirlerine yakındılar çünkü oda dardı.

''Benim seni affetmemi istiyorsun. Bunun için neler olduğunu öğrenmem gerekiyor. Mesela gerçekten deli misin? Akıl hastanesinden neden kaçtın? Her şeyi öğrenmeliyim.''

Joe başını eğdi. Kadının bunu soracağını biliyordu.

''İsmini bilmediğim bir kadına yaşadığım her şeyi anlatmam doğru olmaz sanırım.'' Dedi Joe.

Kadın gülümsedi.

''Carol. Sen de gazeteden gördüğüm kadarıyla...''

''Joe.'' Kadının sözünü kesip devam ettirdi. Gülümsedi.

''Peki deli misin?'' dedi kadın. Joe'nun gülümsemesi birden soldu. Kaşlarını çattı, gözlerini kıstı. Bunu duymayı sevmiyordu. Belki de bir milyon kere söylemişti. Deli değildi.Fakat kimse inanmamıştı. Çok uçuk fikirleri vardı fakat hepsini gerçekleştirebilecek güce sahipti. Deli olan o değildi, farklı fikirleri olan insanlara deli gözüyle bakan insanlardı.

Ölene Dek BirlikteWhere stories live. Discover now