Keyifli okumalar❤
"Koskoca adam oldun, ben mi yedireyim sana Burak? Çabuk iç bu brokoli çorbasını."
Babaannem babamın başında dikilmiş çorbayı içmesini beklerken babam bu durumdan hiç mi hiç memnun değildi. İki gün hastanede kalmamızın ardından doktorlar taburcu olabileceğini söylemişti ve biz de bu sabah eve gelmiştik. Babaannem sabahtan beri sağlıklı olduğunu düşündüğü ne varsa babama yedirmeye çalışıyordu. Ben onların bu hâllerine gülmekten ölürken babam birazdan bayılacak gibiydi.
"Biz Sivas'lıyız anne, brokoli çorbası ne alaka Allah aşkına ya? Sen nereden öğrendin bunu?"
"Bizim komşu var, Emine, o yapıyordu bunu. Ben de deneyeyim dedim. Kaytarma bakayım, iç çabuk. Daha ıhlamur yapacağım."
Babam oflayarak çorbadan bir kaşık aldığında kapı çalmıştı. Bugün toplu bir hasta ziyareti olacaktı, bizimkiler gelmişti yüksek ihtimal.
Umut'un da geleceğini bildiğim için hoplaya zıplaya kapıya gidip neşeyle açtım.
"Hoş geldiniz!"
"Hoş bulduk kız, al bakayım şunları elim koptu vallahi."
Çağla'nın babası Akın amca elindeki poşetleri bana uzattığında hemen aldım.
"Hasta ziyaretine değil yetim doyurmaya geldik sanki, 5 çeşit yemek yaptı Ebrar teyzen."
Dediğine gülerken hepsi teker teker içeri girmişti.
"Deren, senin eline ne oldu kuzum?"
Alya teyze, geçen gün Umut yüzünden yaktığım elimi işaret ederken gözlerimi kaçırdım.
"Yemek yaparken yanlışlıkla yaktım."
"Allah Allah, dikkatli bir kızsın halbuki."
Umut sanki elimi yakarken orada değilmiş gibi normalce konuşurken utandığımı belli etmemek adında zorla başımı salladım.
"Aksilik işte."
"Baban yukarıda mı?"
Alya teyzeyi onayladım. "Evet, babaannem ona brokoli çorbası içirmeye çalışıyor."
Bizimkiler gülerken Barkın konuştu.
"Kanka brokoli çorbası ne alaka?"
"Babam da aynı şeyi sorguluyor ama babaanneme bir şey diyemiyoruz malesef."
Büyükler cümbür cemaat yukarı çıkarken biz de mutfağa geçmiştik. Umut'un benden ayrılmayan gözleri beni daha da utandırırken derin bir nefes aldım.
"Burak amca iyi değil mi, bir şeyi yok?"
Asena'nın dediğine başımı iki yana salladım. "İyi çok şükür. Ama biraz sıkılıyor. Babaannem hiç boş bırakmıyor onu."
"Üzüldüm adamcağıza.. Yanlış anlama kanka ama babaannen tam bir iktidar kadını. Koy ülkenin başına yönetsin."
Buğra'nın dediğine hepimiz gülerken kaynayan çayı bardaklara doldurdum ve servis ettim. Şu son zamanlarda o kadar çok çay içiyorduk ki, Rize'de çay toplayan işçiler sırf bize çalışıyormuş gibi hissediyordum bazen.
"Öncelikle herkes sakin olsun." diyerek önümdeki sıcak çay bardağını çeken Umut'a kaşlarımı çatarak baktım.
"Ne oldu lan?"
Alina duygularıma tercüman olan kelimeleri söylediğinde Umut sırıttı ve sesini alçaltarak konuştu.
"Ben Deren'e aşık oldum."
