-18- 🎮

5K 480 1K
                                    

|Lee Felix|

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

|Lee Felix|

Önünde durduğumuz koca binaya bir bakış atıp yanımdaki abime döndüm. Benim gibi, kendinden emin ve kararlı görünüyordu. Bana destek olmaya geldiği için iyi hissediyordum. Buraya kadar gelmiştik, işi bitirmeden de dönmezdik. O, Byun denen herif henüz bilmiyordu bizim kim olduğumuzu. Göz göre göre elimize koz vermişti de haberi yoktu.

"Hazır mısın?"

Sorusuna karşılık kafamı salladım. Gülümsedi. İçeriye girdik emin adımlarla. Bakışlar üzerimizde toplanmaya başlamıştı bile. 'Lee Felix değil mi o?' gibisinden şaşkın tepkiler de kulağıma doluyordu. Asansöre bindik hiçbirine bakmadan. Ryujin'den öğrendiğimiz kadarıyla üçüncü kattaydı odası. Odayı bulup kapıya doğru ilerlediğimizde, asistan kız önümüze çıkmıştı.

"Lee Felix? Yardımcı olabilir miyim?"

"Bay Byun ile görüşeceğiz."

"Randevunuz var mı?"

"Yok, gerek de yok. Fazla vakit harcamayı düşünmüyoruz kendisi için. Yolumuzdan çekilir misin artık?"

Kız, kafasını iki yana salladı.
"Randevunuz yoksa alamam, üzgünüm. Ona haber vermeliyim önce."

Yüzümü buruşturdum. Ciddiye alınacağını düşünüyorsa yanılıyordu.

"Çok kafa ütülüyorsun." yanından geçip odaya ilerledik. Arkamızdan seslenerek peşimizden geliyordu. Kapıyı çalmadan içeri girdiğimizde, Byun herifini masasında otururken bulduk. Elindeki dosyalardan kafasını kaldırdı ve bize baktı.

Asistan;
"Çok özür dilerim efendim, beni dinlemediler."

Bu gereksiz detay veren kızın icabına abim bakmıştı. Onu dışarı çıkarıp kapıyı kilitledi içeriden. Kıza, "Şahsi bir toplantı olarak düşünebilirsin bunu, gidip bir çay iç, biz çıkana kadar." dediğini duymuştum. Gülesim gelse de yüz ifademi sert tutmaya devam ettim Byun herifine bakarken. Odada üçümüz baş başa kalınca ayağı kalkıp masasının önüne geçti.

"Lee Felix? Seni buraya hangi rüzgar attı?"

Bir iki adımla önümde durdu ve elini uzattı. Onunla tokalaşmak gibi bir harekette bulunmayacaktım elbet. Eline ters bir bakış attım ve tekrar gözlerinin içine baktım. Abim de yanımda durdu bu sırada. Elini geri çekip cebine koydu ve iç çekti. Suratına kafa atmamak için zor duruyordum çünkü ilk başta insan gibi konuşmaya çalışacaktık.

Tabi bizim insancıl konuşma şeklimiz ona uyar mıydı bilinmez...

"Sanıyorum ki, buraya pek de hoş bir konuyu konuşmak için gelmediniz. Problem ne gençler? Sizin için ne yapabilirim?"

Ruminate | Lee Felix Where stories live. Discover now