-32- 🎮

3.3K 349 655
                                    

|Abel Gyu|

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

|Abel Gyu|


Ruminate'in güncel versiyonuna gelen yorumları okuyordum yatağımda uzanırken. Hiç, olumsuz bir yorum ile karşılaşmamıştım şimdiye kadar. Şapşal şapşal sırıtmadan edemiyordum. Hakaretler ve linçler ile çıktığım bu yolda, şimdi sadece taktir ve hayran yorumları vardı. O kadar güzel hissettiriyordu ki...

Yeni oyunumuzun son aşamalarını halletmek üzereydik. Hatta bugün bayağı yoğun geçecekti aslında ama sabah Jaemin aramış, bugün işe gitmeme gerek olmadığını söylemişti. Kurul üyelerinin önemli bir toplantısı olacakmış, başka şeylerle ilgilenmek için vakit yokmuş. O yüzden yarına ertelemiştik kalan işleri. Aniden ortaya çıkan bu engel, garip gelse de diyecek bir şeyim yoktu. Evde kalıp dinlenirdim en azından.

Sıkıldığımı ve acıktığımı hissettiğimde, yataktan kalkıp mutfağa ilerledim. En hızlı yapılabilecek şey; her zaman ki gibi bir paket ramen idi. Suya koydum ve baharatları hazırlamaya başladım. O esnada, Felix ile sabahtan beri konuşmadığımızı hatırladım. Saat öğlene geliyordu, ne kapıma gelmişti ne de aramıştı. Yorumlara dalıp gidince ben de unutmuştum. Salona dönüp, telefonumu aldım.

Üç gün önce, Min Ho ve Seungmin ile 'özel olarak' ne konuştuğunu hala bilmiyordum. Her seferinde geçiştirmeyi başarıyordu da. Çocuklar da aynı şekilde. Ya hepsini geçtim, kızlarda bile bir haller vardı.

Aptal değilim, Felix'in bir şeyler hazırladığını anlayabiliyordum. Ama ne olduğu konusunda tam bir çıkmazın içindeydim. Acaba yüzüncü günümüz mü diye düşündüm, hayır, o da değil. Yıl dönümümüz falan da değildi.

İlla ki bir şey yoksa, Felix'in canı eğlence istiyordu da böyle işlere kalkışmıştı durup dururken.

Ama kendisi, benim sabırsız bir insan olduğumu unutmuştu herhalde! Of... Kafayı yemezsem iyi.

Felix'i ararken, mutfağa geri döndüm. Üçüncü çalışta açmıştı telefonu.

"Güzelim!"

Arkadan gelen uğultulu sesler ile istemsizce kaşlarımı çattım.

"Felix, neredesin sen?"

"Ben... Dışarıda bir işim vardı, acilen çıkmak zorunda kaldım."

"Ya? Bana bi' selam dahi vermeden? Ülkeyi mi kurtarıyorsun yoksa Hyunjin yine başına bir bela mı açtı?"

"Aşk olsun yenge ya! Olay yine nasıl bana patladı anlamıyorum!"

Ne? Bu, Hyunjin'in sesiydi.

Ruminate | Lee Felix Where stories live. Discover now