4.bölüm: omeganın tenini yakan parmaklar

5.3K 739 265
                                    



1.kısım: larva

4.bölüm: omeganın tenini yakan parmaklar





taehyung, yaptığının hoş olmadığını biliyor olsa da jungkook'tan gözlerini alamıyordu. üzerindeki tişört ve yırtık kot ona çok yakışmıştı. hafif esmer teni, okulda olduğundan farklı görünen dalgalı saçları, parlatıcının daha da belirginleştirdiği kiraz dudakları, tişörtünü pantolonunun içerisine sıkıştırdığı için belli olan incecik beli, yırtık kotunun sardığı kaslı baldırları taehyung'un dikkatini iyiden iyiye dağıttı. tüm odağı yanında yürüyen çocuktaydı. bu yüzden önündeki basamağı göremedi ve ayağı takılıp ireli doğru sendeledi.

"ne oldu? iyi misin?" diye sordu jungkook telaşla.

"basamağı fark etmemişim," dedi omega cılız çıkan sesiyle.

"dikkat etmelisin. ben de çok fazla takılıp düşerim. sanırım artık kendimi suçlamayı bırakmalıyım. basamağı gören bile takılıyorsa," taehyung'un utançtan yanaklarına kan hücum etti. jungkook, ondan gözlerini alamadığı için sendelediğini bilmese de taehyung, kendini suçlu hissediyordu. jungkook'u okul formasının dışında başka bir kıyafetle gördüğü hiç olmamıştı. formasının içinde bile çok iyi görünen jungkook, şimdi bu şekilde başka bir dünyadan fırlamış gibi görünüyordu gözüne.

"şu an nasıl görünüyorsun?" taehyung'u aklını bulandıran düşüncelerden jungkook'un sesi ayırdı.

"hm?" taehyung çocuğun sesini duymuş olsa da ne dediği anlayamamıştı.

"yani.. sonuçta seni göremiyorum. ne giyiyorsun? saçların nasıl görünüyor?"

"ben..."

"ah, özür dilerim. bu sormamam gereken bir soru muydu?"

"hayır, hayır, sadece.. biraz şaşırdım. kot bir tulum giyiyorum," dedi bakışlarını kıyafetlerine indirirken. dün tüm gün bir sürü kıyafet denemişti. jungkook'un onu bu giysilerinde göremeyeceğini unutup, onu beğenip beğenmeyeceğine odaklanmıştı. bu yüzden jungkook'un sorusu karşısında afallamıştı.

gözlerini tekrar ne giydiğinden emin olmak istermiş gibi kıyafetlerinin üzerinde gezdirdi. "tulumun içine beyaz, kısa kollu bir tişört giydim, tulumun sol askısını sarkıttım. ayaklarımda ise renkli çoraplar ve spor ayakkabılarım var. şey, saçlarımı da dalgalı yaptım. geçen ay onları maviye boyamıştım."

"mavi mi?" diye sordu jungkook heyecanla. "hangi mavi? deniz mi gökyüzü mü buz mu?"

"sanırım gökyüzü," diye fısıldadı taehyung.


"eminim çok iyi görünüyorsundur." dedi gülümseyerek. bir eliyle köpeğin tasmasını tutuyor, diğeri ile beyaz-gri bastonu hızlı hızlı kaldırımda gezdiriyordu. kaldırım bitince ve kaldırımın orta yerinde bir ağaç görününce veya karşıdan biri gelince taehyung'un yüreği hopluyordu. daha yeni yeni adımlarını atmaya başlayan bebeğini gözeten bir ebeveyn gibi ona bir şey olma korkusunu ve heyecanını yaşıyordu. ancak jungkook bu konuda iyiymiş gibi görünüyordu, hem ari de sahibini olabildiğince korumaya çalışıyordu.

"teşekkür ederim, sen de çok iyi görünüyorsun," dedi içtenlikle.

***

ilk önce taehyung jungkook'u bir pizzacıya getirdi. ortalık ferah ve büyüktü. masalar da birbirinden uzaktaydı. pek fazla da insan yoktu. taehyung, burayı özellikle jungkook'un rahat olması için seçmişti. okulda çoğu kez ona dikilmiş bakışları fark etmişti. insanlar hiçbir utanma belirtisi göstermeden onu merakla izliyordu. jungkook bunları farkediyor muydu taehyung emin değildi.

metamorphosis | taekook mpregWhere stories live. Discover now