Çocukmuşum, asla da büyümeyecekmişim; evet ikiniz de yüzüme vurduğunuz için artık ben de ne bok olduğumu biliyordum. İstemediğim olduğunda bencil davranıyormuşum; hep aynı muhabbet... Oysa ne kadar özür dilemişti bunları bana önceki söyleyişinde. Be...
Sabahın eğik ışıkları açık pencereden içeri girerken, beraberinde getirdiği serin yaz kokusunu ısıtıyordu.
Okan odada değildi, saat daha erken olmalıydı ama odanın dışından uğultu halinde konuşma sesleri geliyordu.
Telefonumu yerden almak için sırt üstü dönerken odanın kapısı açıldı ve köşedeki aynadan Okan'ın gelişini izledim. Kapıyı kapatıp arkasını döndüğünde aynada ona baktığımı gördüğünde yüzü bir gülümsemeyle gevşedi.
Dolabın etrafını döner dönmez saatin sekiz olduğunu gördüğüm telefonumu yatağa bırakıp tekrar yan döndüm.
"Günaydın." Dedi.
Bir dizini yatağa vererek üzerime eğildi ve bütün güneş ışığını arkasına alarak dudaklarıma bir öpücük bıraktı.
Taptazeydi. Duş almış, giyinmiş ve ağzından acı kahve tadı mis gibi kokusuyla birlikte geliyordu.
Karışım beni inletti.
Tişörtünü tutan ellerim, geri çekilmesine izin vermeyerek, onu kendine çekti ve dudaklarına bu defa ben asıldım.
"İnan bana daha iyi bir günaydın olamazdı..." Bir dirseğini başımın yanına yaslarken sol eliyle üzerimdeki örtüyü kaldırdı.
Üstümde dün gece uyumak için giydiğim Okan'ın büyük siyah tişörtlerinden biri vardı ve göbeğimin üzerinde toplandığı için belinde beyaz lastiğin olduğu siyah düz külotum tamamen görünüyordu.
Gözünü dikip aşağı bakması çekinmeme neden olduğunda, sanki yeterince görmemiş gibi, sağ bacağımı karnıma doğru çektim. Okan, hareketimle belirginleşen popoma elini koyup hala tişörtünden çektiğim için bana yakın olan yüzünü yanağıma sürdü.
"Şu sabahı daha güzel değerlendirebilirdik." Dudaklarını çene kemiğimin altına değdirdiğinde huylanarak ona sokuldum.
Birazdan benimle sevişecek gibi durmuyordu. Evden çıkmaya hazırdı ve az önce konuştuğu kişi olduğunu düşündüğüm Poyraz çoktan evden ayrıldığına göre Okan'ın buna zamanı yoktu.
Bundan cesaret alan utanmaz kızım, "Niye yapmıyoruz?" dediğinde Okan elinin altındaki popomu sıkıp bıraktı.
Ağzımdan yavaşça verdiğim o titrek nefes yan yattığım için boynunun sol tarafını yalamıştı. Kendime engel olamayarak başımı yükselttim ve yeni traş olmasından geriye kalan etkileyici kokuya dudaklarımı bastırdım.
