ASİ ' 39

9.7K 469 378
                                    

•Jutes - Devil••••

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


•Jutes - Devil•
•••

Nefes almanın bile suç olduğunu hissediyordum herkesin bitirdiği ama içimde dinmeyen yasın siyahlığını yaşarken.

Onur'un ölümünden hiçbir zaman suçlamadım kendimi. Belki çok öncesinde ondan uzaklaşmaya hazırdım, belki vicdansızlığım ölümünü bile istemişti ona nefret kustuğum anların birinde. Ama hiçbir zaman bunun sebebi olarak bir günah keçisi aramadım.

Sadece korkuyordum. Sanki ailemin ölüm yıldönümüne gitmiş ve hepsini ziyaret ettikten sonra o gece gördüğüm rüyalarımda, Onur'la daha fazla vakit geçirmiş gibi hissediyordum. Uykudan uyansak da etkisinden kurtulamadığımız o kabustu benimkisi.

Beni suçluyordu yaşadığım için, yemek yemek suç, o gülemezken gülmek suç.

Ama bu defa öyle değildi. Okan gülerek yürüdü üzerime ve gülümseyen dudaklarını benimkilere bastırırken aynı kıvrılmayla, yanaklarıma doğru, itti dudaklarımı.

Konuşmak dışındaki bütün işlevini unutan hücrelerimi, değersizce atıldıkları köşelerde uyandıran bir temastı bu.

Okan banyonun kapısını kapattı ve beni havlularımın asılı olduğu duvara yaslayarak alt dudağımı emdi.

İtiraz etmedim, hep yaptığı gibi boylarımızı eşitlemek için beni kucaklarken de durdurmadım onu. Elbisemin gömlek gibi iki yandan gelip belimde bağladığım için birbiri üzerine geçen eteği açıldı ve önündeki yırtmacı göbeğime kadar iki yana ayrıldı.

Buz gibi tenimde yavaş yavaş ısınıyordu dokunduğu yerler. Bir eli kalçamdan tutup beni desteklerken temas eden her noktam ısınıyordu. Birer buz parçasını andıran parmak uçlarımla yanaklarını tutarken kalbimin hızla pompaladığı kan beni ısıtıyordu.

Okan, nefes nefese bırakarak ayrıldı benden ve yüzüme dökülen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Yüzü çok yakınımdaydı, hızlı solukları dudaklarımı kurutup geçen bir fırtına gibi uğulduyordu küçük banyomda. İzleniyor hissiyle karıncalanıyordu yüzüm, bu yüzden bana baktığını bilerek açtım gözlerimi.

Anında gözbebekleri büyüdü ve tam da gözlerimin içine baktı bir şeyler arar gibi.

"İstediğim kadar parlak değil."

Ne dediğini anlamaya vaktim olmadı. Daha rahat nefes alabilmek için açık ağzıma abandı ve dili daha çok tadabilmek için dudaklarımın arasına sızdı.

Hissettiğim temas, boğazımda birikmiş heyecanımın iniltisi kadar tatlıydı.

Kollarımı boynuna dolayarak onu kendime çektim. Öpüşmekten çok ona olan sarılma ihtiyacımı gideriyordum.

İyi ki buradaydı. İyi ki vardı. Daha ne kadar güneşim doğmadan güne başlayacaktım bilmiyordum, daha fazla bu ruhsuz hayata dayanamazdım.

ASİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin