BÖLÜM - 2

1.1K 73 6
                                    

Yol yorgunluğu demeden akşama dışarı çıkıyorduk. Deniz, merkeze yeni bir mekânın açıldığını, çok elit ve kaliteli müzik yaptığını söylemişti. Akşama oraya götüreyim sizi dedi biz de kabul ettik.

-Bu arada Deniz ve Feyza sevgili olma aşamasındalardı, uzun zamandır birbirlerinden hoşlanıyorlardı.-

Üzerimde yazlık mor renkli bir tulum vardı. Alt tarafı şort-etek şeklindeydi. Askıları belli olmayacak şekilde inceydi. İçinde kendimi çok iyi hissediyordum. Ayakkabı olarak beyaz dolgu topuk giymiştim. Saçlarımı her zamanki haline bırakmıştım. Bukleleri belime doğru iniyordu. Göz makyajım koyu olunca dudaklarıma belli belirsiz kavun renginde ruj sürmüştüm.

Feyza ise beyaz, uzun, düz bir elbise giymişti. Makyajı da varla yok arasındaydı. Deniz ise sıradan erkekler gibiydi.

Tişört ve şort.

''Kızlar siz gelmeden önce yeni açılan mekânların hepsini araştırdım.''

''Ya Deniz harikasın. Biliyorsun değil mi? Çocuklar da gelince her gün birine gideriz.''

''Çocuklar demişken onlar ne zaman geliyor haberin var mı Cansu?''

''Gelmeden önce Tuncay'la konuşmuştum. Hep birlikte gelmeyi planlıyorlardı. Haftaya falan burada olurlar. Haberleşiriz zaten.''

Feyza, kafa sallayarak anladım dercesine cevap vermişti.

Bir süre boyunca Deniz yola odaklanmıştı. Biz de Feyza'yla telefonlarımızla uğraşıyorduk.

''Solist, benim İzmir'den arkadaşım.''

''Cansu'yla tanıştıralım bence.''

''Siz iyice çöpçatan oldunuz. Ben kendi işimi kendim halledebilirim.''

''Tabii tabii. Mert olayında gördük.''

Mert.

Eski sevgilim. En büyük aşkım.

Kendimi bildim bileli hayatımda o vardı. Onu gördüğüm andan itibaren beni fark edebilmesi için her yola başvurmuştum. Sonunda beni görmüş, uzun birlikteliğimiz olmuştu. Ta ki geçen yıl beni aldatana kadar.

Kendime yeni yeni geliyordum ve kimsenin bu konu hakkında bir daha konuşmasını istemiyordum. Oysa Feyza bu durumu bozmuştu.

Bu cümleyi en yakın arkadaşım Feyza kurmuş olamazdı. Olmamalıydı. Beni en derin yaramdan vurmuş, yapılan yanlışı bana nüksetmişti. Kanıma dokunmuştu. Herkesten beklerdim. Ama yine ondan beklemezdim.

"Be-ben, bilerek söylemek istememiştim."

Arka koltuğa doğru dönerek -pişman bir surat ifadesiyle- bana bakıyordu.

Cevap vermedim. Gözlerimi camdan dışarıya sabitlemiştim. Arabadan gelen seslere kulak asmak istemiyordum.

"Böyle yapma. Lütfen."

"Peki." Dedim sadece. Kurduğu cümleyi kendi içimde sindirmem gerekiyordu.

Arabadan indiğimizde Feyza direk sarıldı. Dayanamadım ve sarılmasına karşılık verdim. Sanırım en yakın arkadaş olmak bunu gerektiriyordu. Ne olursa olsun küs kalma süremiz en fazla 10 dakika oluyordu.

"Sarılma faslınız bittiyse eğer artık gidebilir miyiz hanımlar?"

Deniz'in bu yorumu üzerine gülerek birbirimizden ayrıldık. Ve Deniz, Feyza'ya elini uzatarak elini tutmasını istedi. Feyza da şaşkın bir şekilde elinden tuttu. Bende Deniz görmeden Feyza'yı dürtüyordum.

Rüya Gibi #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin