BÖLÜM-26

62 9 0
                                    

Bir an önce eve geçip diğer sürprizlerime bakmak istiyordum. Kucağıma aldığım hediyelerimle ilgilenirken Ahmet'le yaşadığım her an gözlerimin önünden ağır çekimden geçmeye başlamıştı. İyi ki benden vazgeçmemişti.

''Eve geldik diyorum kızım.''

Feyza'nın beni dürtmesiyle kendime geldim. Hayal bile kurdurtmazdı bu kız bana. Ne zaman düşüncelere dalsam hep bir yolunu bulur beni engellerdi.

''Hı?''

''Yeni zarfını merak etmiyorsun sanırım.''

Zarf mı? Arabadan uçarcasına çıktım. Her zarf biraz daha iyi geliyordu. Çıta her seferinde biraz daha artıyordu. Ve büyük ihtimalle Ahmet evde beni bekliyordu. Hediyeler için teşekkür ettikten sonra evden dışarı çıktığı için de kızacaktım. Apartmanın girişine geldiğimde Feyza arkamdan koşturuyordu. Göz ucuyla bakıp gülümsedim. Kata geldiğimizde zile bastım. Feyza ne yapıyorsun dercesine suratıma bakıyordu.

''Ahmet evde değil mi?''

''Hayır. Ne alaka?''

''Hani bu kadar sürpriz yaptı falan en son karşıma çıkması gerekmiyor mu?''

''Daha değil.'' Pis pis sırıttı. Demek daha değil. Ne zamandı o zaman? Hayır yani en yakın arkadaşı olarak bana anlatması gerekirken o ne yapıyordu? ANLATMIYORDU. Kötü arkadaş. Kapıyı açar açmaz mutfağa doğru koşturdum. Mutfak tezgahında kocaman bir kutu vardı. Kutuyu elime alıp önce bir salladım. O sırada Feyza kutuyu elimden kaptı.

''Ne yapıyorsun? Kıracaksın.'' Demek içinde kırılacak bir şey vardı.

''Kırmadan aç. Benim en beğendiğim hediye bu.''

Feyza'nın sözü üzerine daha da heyecanlanmıştım. Feyza dolaptan bir soda çıkartarak keyifle beni izlemeye başladı. Kutuyu kırmadan sakince açmaya başladım. Nottan önce hediyeye bakmak istiyordum. Notu ve fotoğrafı kenara koyarak - fotoğrafı görmeden.- kutuyu elime aldım. Büyük boy duvar saati gibiydi. Bir karış da eni vardı. bu sefer ki pembe bir kutudaydı. Kutuyu saklamak için düzenli açtım. İçerisinden orta boy bir kutu çıktı. Kutuyu açtığımda Ahmet'le ikimizin alışveriş merkezinde söylediğimiz Duman - Senden Daha Güzel çalmaya başladı. Kutunun iç kapağında şarkıyı söylerken ki fotoğraflarımızdan biri vardı. ve kutunun içine bütün fotoğraflarımızı çıkartıp koymuştu. Her birinin arkasında tarih yazıyordu ve küçük küçük notlar vardı. Hepsine daha sonra tek tek bakacaktım.
"Notuna bakmayı unuttun."
Hediyemin güzelliğine bakmaktan gerçekten notu unutmuştum.
"Aa! Nasıl unutabilirim?" Sırıttım.
Kutuyu kapatmadan notuma yöneldim.
Seninle geçirdiğim en güzel günlerden biri. Kimseyi görmedim ben senden daha güzel :))
Not : Diğer zarfın yatağın üzerinde.

Elimdeki her şeyi tezgahın üzerinde bırakarak odama yöneldim. Feyza da arkamdan yöneldi. Yatağımın üzerinde çok büyük iki kutu vardı. Feyza'ya doğru dönerek,
"Yok artık!" dedim.
"Bence görünce daha çok şaşıracaksın." Kutuların yanına yatağın üzerine attı kendini.
"Hangisinden başlamalıyım?"
"Bence büyük olandan."
"Açıyorum o zaman."
"Düzgün aç yırtma."
Ağzımı oynatarak peki dedim. Kutunun üzerindeki fiyongu yavaşça çektim. Hediye paketini yırtmadan açmaya çalıştım. Kutunun kapağını kaldırdığımda gözlerime inanamıyordum. Bunu almış olamazdı. Nereden biliyordu?
Bir kaç gündür bunu almak için para biriktiriyordum.
Elbisemi ellerimin arasına alarak üzerine tuttum. Feyza'ya dönüp baktığımda otuz iki diş sırıtıyordu.
"Sen söyledin değil mi?"
"Neyi?"
"Hadi ama. Senden başkası bilmiyordu."
"Belki kuşlar fısıldamıştır."
O kuşun adı Feyza olabilir mi?"
"Olabilir. Ama bunların önemi yok şimdi diğerini aç."
Eliyle diğer kutuyu gösteriyordu.
Elbisemi güzelce yatağın üzerine koydum. Bu kutu elbise kutusundan daha ağırdı. Kutuyu sakince açtım. Not bunun içindeydi ve bu sefer fotoğraf yoktu.
Elbiseme çok uygun renkte ayakkabı vardı. Notu elime aldım.
Seni bunların içinde görmek için heyecanlanıyorum. Akşama hazır ol. Feyza seni getirecek :)))
"Nereye?"
Sesli düşünmüştüm.
"Sadece hazırlan. Ben duşa giriyorum."
Duşa mı? Bir saniye ya. Eğer bu gece benim gecemse önce duşa ben girmeliydim. Feyza'yı kolundan yakalayarak durdurdum.
"Nereye gideceğimizi söylemen gerekmiyor mu?"
"Gerekmiyor."
"O zaman Deniz'in bana söylediği şeyi sana söylemeyeceğim."
"Deniz mi? Ne söyledi?"
Evet, Feyza blöfümü yutmuştu.
"Telefonum içeride kaldı. Gidip mesaja bakabilirsin."
Feyza odaya doğru koşarken arkasından bağırdım.
"Şifrem 1007 biliyorsub ama yine de hatırlatayım dedim."
Feyza odama doğru giderken kendimi duşa attım. Bana ne kadar sinirleneceğini biliyordum. Ama bundan daha önemli düşünmem gereken şeyler vardı. Öncelikle bu sürpriz olayı nereden çıkmıştı? Özel bir gün olamazdı. Daha tanışalı bir yıl olmasına imkan yoktu. Derin düşüncelerimle duşumu almaya başladım.

Duştan çıkar çıkmaz Feyza'nın kötü bakışlarına maruz kalsam da neşem bozulmadı. Odama geçer geçmez Ahmet'i aradım. Açmadı. Bir kaç dakika sonra mesaj geldi.
"Bu akşama kadar görüşmek yok. Özledim. Çabuk gelin."
"Nereye geliyoruz?:))"
Desem de mesajıma karşılık vermedi.
Bir an önce hazırlanmalıydım.

Rüya Gibi #Wattys2015Where stories live. Discover now