BÖLÜM - 13

101 14 1
                                    

Feyzaların evine yaklaştıkça Ahmet'den ayrılma isteği canımı sıkıyordu. Araba kullanırken bile bir eliyle hala elimi tutuyordu.
"Senden ayrılmak istemiyorum."
"Ayrılmak?"
"Yani yanından gitmek. Hep yanımda kalmanı istiyorum."
"Hep yanımda kal o zaman."
"Ama bu imkansız şu an için biliyorsun."
"Hayır imkansız değil yavru kuş."
Küçük çocuklar gibi dudağımı büzdüm. İmkansız olduğunu biliyordum.

İşte Feyzalara gelmiştik. Arabayı evin önünde durdurdu. Emniyet kemerini çıkartarak koltukta Ahmet'e doğru döndüm.
Elini yüzüme koydu.
"Seninle nasıl başa çıkacağım ben? Çok fenasın."
"Aa! Ne fenalığımı gördün?"
"Zeynep olayı desem?"
"Bir kerelik olan bir şey o."
"Beni süründürmelerin?"
İşte bu konu da kendimi savunmam yanlış olurdu. Yeterince peşimden sürünmüştü. Ama asla altta kalmazdım. Zeytin yağı gibi üste çıkmalıydım. Ne olursa olsun kızlar haklıdır! Kendine gel!
"Sende damdan düşer gibi birden sevgili olalım istedin ama."
"Oo büyük oynuyoruz." kahkaha attı.
"Seni tanımadan nasıl sana güvenip sevgilim diyebilirdim? Sevsem bile."
"Sen kazandın. Seninle hiç bir tartışmaya girmeyi düşünmüyorum
artık."
İşte zafer budur!
Arabadan inerek Ahmet'in inmesini bekledim.
Feyzalara şöyle bir baktıktan sonra -bakıp bakmadıklarını kontrol ettikten sonra- Ahmet'e ellerimi tutması için uzattım.
Dudakları kıvrıldı. Ellerimi tutmak yerine direk sarıldı.
"Bu zamanı o kadar çok bekledim ki..."
"Beklediğine değmiştir umarım."
Burnumdan öptü.
"Seni seviyorum."
"Bende seni seviyorum."
Tekrardan beni göğsüne yasladı.
Yavaşça dudaklarımı dudaklarına bastırdı.

Kapının önüne geldiğimde Ağustos'u göstererek,
"Teşekkür ederim." dedim.
Başıyla selamladı.
Zili çaldım.
Hala arabaya binmemişti. Kızlar kapıyı açtığında saf saf sırıtarak Ahmet'e bakıyordum.
Biri kolumdan tutarak sarstı beni.
"Cansu!"
"Evveet..."
"İçeri girecek misin tatlım?"
"Ezgiciğim sevgilimi uğurluyorum."
Ahmet'e el salladım.
Arabaya binerek o da bana el salladı.
"İçeri girin öyle gideceğim."
"Kusura bakma Ahmet sen. Giriyoruz biz şimdi."
Ezgi, kolumdan sürükleyerek eve soktu.
"İnanmıyorum sana!"
"Bende inanamıyorum bana." Ağustos'a sarıldım.
"Alkol almadın değil mi?"
"Hayır." sırıttım.
Ezgi, kız erkek ilişkilerinde genelde aşık olmazdı. Hatta sevmezdi. Erkeklerden çok çabuk sıkılırdı. Bugün yanında biri varsa yarın başka biri olurdu. Aynı kişiyi tekrar görmeniz imkansız gibi bir şeydi. O yüzden biz ne zaman sevgili yapsak bizimle dalga geçerdi.
"Hadi gel içeri. Aşk sarhoşu. Hala şu aşka nasıl inanıyorsunuz anlamıyorum."
"Bir gün sende aşık olursan görürüz." Bu cevap kimsenin beklemediği birinden gelmişti.
Begüm'den. Uzun zamandır Efe ile aralarında bir şey olduğunu düşünsem de dile getirmeye henüz hazır değildim. Elimde net bir bilgi olmalıydı. Ya da direk Efe ile konuşmalıydım.
"Bak sen şuna."
Feyza elindeki yastığı Begüm'e fırlattı.
"Hadi ama konumuz Begüm değil. Cansu ve Ahmet'in Sevgili olmaları."
Sevgili kısmını üstüne basa basa söylemişti Irmak.
"Arkadaşımı rahat bırakın zaten anlatacaktır."
"Canım Feyzoşum."
Feyza'ya öpücük gönderdim. Çantamı koltuğun üstüne fırlatarak mutfağa yöneldim. Ağustos hala yanımdaydı.
Midem kazınıyordu. Kızların olayları öğrenmek için peşimden geldiklerine emindim.
"Yemek var mı?"
"Pizza var."
"Olur."
Feyza pizzayı çıkarırken bende kolayı dolaptan çıkardım.
"Kola isteyen?"
Herkes başını salladı.
Kolayı masaya koyduktan sonra dolaptan beş tane büyük boy bardak çıkardım.
Begüm de ketçap mayonezi masaya bıraktı.
Sandalyeye Ağustos'u bıraktıktan sonra kolaları doldurmaya başladım.
"Ayıcığını da yanından ayırmasan olmaz."
"Ayıcık değil o Ağustos."
"Aman Ağustos'muş."
"Kıskanmayın kızlar."
"Anlat bakalım nasıl oldu?"
Pizza diliminden bir ağız dolusu ısırdıktan sonra yarım yamalak anlatmaya başladım.
"Canım lunaparka gitmek istiyordu ve Ahmet'e süpriz yaparak onu lunaparka götürdüm. Onu sevdiğimi fark ettim. Zeynep sayesinde."
"Zeynep?"
"Ahmet'in kuzeni. Kızlar Zeynep'i aramıza almalıyız. Gerçekten çok iyi bir kız."
Ikinci dilime geçmiştim. Aşk duygusu bende ters etki yaratıyordu.
"Alabiliriz."
"Bence gereği yok."
Irmak bu konularda sertti. Hemen herkesle arkadaşlık kuramazdı. Bizimle bile annesinin zorlamasıyla tanışmıştı.
"Irmak'a bakma sen. Tanışalım bakalım yarın."
"Bende Ezgi'ye katılıyorum." dedi Begüm.
Başımı sallayarak tekrardan pizzaya gömüldüm.
"Anlatmaya devam mı etsen diyoruz?"
Feyza'ya kötü kötü bakışlar attım.
"Sonra birden herkesin içinde beni öptü."
Kızların yüzünde oluşan gülümseme görülmeye değerdi.
"El ele tutuşuyorduk ve elimi havaya kaldırarak elimi sakın bırakma dedi. Söz mü dedi bende söz verdim."
"Vaaay Ahmet'e bak sen."
"Ve artık sevgiliyiz işte. Artık rahat bırakın da yemeğimi rahat rahat yiyeyim."

Kızların beni rahat bırakması üzerine Ahmetli düşüncelerimle birlikte karnımı doyurmaya başladım. Onu ilk gördüğüm an ve tanışmamız aklıma geldi. O zamanlar bana Ahmet'le sevgili olacaksınız deseler sadece gülerdim. Hatta Allah yazdıysa bozsun bile diyebilirdim. Bu düşünce üzerinden dilimi ısırarak tahtaya vurdum.
Begüm'ün mutfağa girdiğini fark etmemiştim.
"Gene ne geldi aklına?"
"Boş ver." Sırıttım.
Son lokmamı da ağzıma atarak ellerimi mutfakta yıkayıverdim.
"Bence son bir parti hakkımız." dedi
Ezgi.
"Kesinlikle." dedi Irmak.
"Katılıyorum bence biz de parti verebiliriz." dedim.
"Mantıklı." dedi Feyza.
Partiyi düşünürken aynı anda herkesin telefonuna mesaj geldi.
"Bu da ne böyle?" dedi Feyza.
"Gruba başka birini falan mı aldınız?" dedi Begüm.
"Hayır." dedik Irmak'la aynı anda.

Yaza Veda Partisi!!!
Her sene düzenlenen yaza hoş geldin partilerinin devamı olarak artık yaza veda partileri de düzenliyoruz. Didim'in altını üstüne getirmeye hazır mısınız??
Mekan : Medusa
Saat : 23.30
Tarih : 25.08.2015
Şifre : Ananas
Buğra Sarı.
Not : Özellikle seni bekliyorum ;)

"İnanmıyorum! Buğra Sarı bizi davet ediyor!!" dedi Irmak.
Buğra, lisedeyken bizden üç dönem büyüktü. Bütün kızlar ona hastaydı. O kızların peşinden koşmazdı. Kızlar onun peşinden koşardı.
"Not kısmı hepiniz de var mı?" dedim.
"Ne notu?" dedi Feyza.
"Not yazmış sonuna. Özellikle seni bekliyorum diye."
"Yok artık!" dedi Irmak.
Telefonumu elden ele gezdirerek not kısmına baktılar. Gerçekten sadece bende vardı.
Oysa bu benim umurumda bile olmamıştı.
"O zaman ne yapıyoruz?"
Ezgi heyecandan ayağa fırlamıştı.
"Yaza veda partisine gidiyoruz."
Ahmet'de gelirse bana uyardı. Gelmese de uyardı. Neyse.
"Cansu telefonun çalıyor." dedi Feyza. Telefonum en son onda kalmıştı.
"Kim arıyor?"
"Enişte beyler."
Kızlar hep bir ağızdan,
"Ooooo!" demeye başladılar.
Yerimden kalkarak telefonumu aldım.
Kızlara işaret parmağımla 'susun' işareti yaparken bir yandan da onlardan kurtulmak için bahçeye çıktım.
Telefonu açar açmaz,
"Özledim sevgilim." dedi.
"Bende seni özledim sevgilim."
"Koşarak sana gelmek istiyorum."
"O zaman gel."
"Geleyim mi?"
"Bence sen bana gel. O kadar kızın arasında beni rahat bırakmazlar."
"Bay Egoist. Gel al o zaman beni."
"Tamamdır fıstık geliyorum."
Aşağıya inerek kızlara haber verdim.
""İlk günden bizi sattığının farkında mısın?" Sırıtıyorlardı.
"Aşkolsun size." dudağımı büzdüm.
"Tamam tamam. Git sen. Nasıl olsa canım cicim ayları daha bunlar."
"Bizim aşkımız hep canım cicim kalacak."
"Görürüz."
"Görelim şekerler."

Rüya Gibi #Wattys2015Where stories live. Discover now