G|40

2K 164 122
                                    

Morphia - Sallandım

•Gece

Kapının önünde dikilmiş olan Can, donuk gözleriyle bana bakarken amacının ne olduğunu düşünüyordum. Hemen arkasında duran kapıdan çıkan kadın, kapıyı sertçe çektiğinde Can yavaş hareketlerle oraya yaslandı.

Sesi içindeki şerefsiz insanı saklamak ister gibi naif ve uysal çıkarken "Nasılsın?" diye sordu.

"Ne var?" Cevabıma hafifçe gülüp bakışlarını zemine indirdi. "Hiç değişmemişsin,"

"Bu seni ilgilendirmiyor. Ne söyleyeceksen söyle ve çık git buradan."

"Neden? Emre beni gördüğüne sevinmez mi? O seni deliler gibi seven Emre." İmalı sözleri kaşlarımı çatmama sebep oldu.

"Ne demek istiyorsun sen?"

"Diyorum ki hiç kuzenin ile bu destansı aşkın hikayesini konuştun mu? Aslında hangisine destansı aşk denir, o da belli değil ya..." Yüz ifadem hiçbir şey anlamadığımı belli ederken kollarını göğsünde kavuşturup açıklamaya başladı.

"Hangisi derken, Beste'nin onca şerefsizliğine, umut verip sonrasında ortada bırakmasına rağmen Emre'ye olan aşkı mı, yoksa Emre'nin sana yıllardır bitmeyen kusursuz aşkı mı?"

"Beste ve Emre mi?"

"Ha sen hâlâ bilmiyordun!" Sakin kalmaya çalışarak elimi kurutmak için bir peçete çekip ellerime sardım. Hızlı birkaç adımda beni dikkatle izleyen Can'ın önüne varmıştım. Peçeteyi çöp kutusuna yollarken sinirle konuştum.

"Çekil şuradan. Seni dinlemeye çalışan bende kabahat."

Omzumu tutup engel olmaya çalıştı. "Dur dur, tamam! O geri zekalı için gelmedim zaten buraya. Sana karşı yapmak zorunda hissettiğim bir şeyi yapmak için geldim." Alaycıl tavrı uzaklaşmış, yerine ciddi bir yüz gelmişti. Önce omzumu silkip elinin düşmesini sağladım. Tek kaşımı kaldırıp sorgulayıcı bir ifade takındığımda yerinde rahatsızca kıpırdandı.

"Biz aynı mahallede oturuyorduk, biliyorsun. Bunu hatırlatmamın sebebi bilgimin kaynağının neresi olduğunu anlaman için."

Sabırsızca söylendim. "Söyleyecek misin artık?"

Başını sallayıp üzgün bir ifadeyle gözlerime baktı. "Bunu benden duyduğun için üzgünüm ama söylemek zorundayım. Çünkü başka kimsenin sana bunu söylemeye niyeti yok. Senin kuzeninden duymasına rağmen, sırf gitmenden korktuğu için sana aşık olan Emre bile söylemediyse gerçi... Kimseden bekleyemeyiz. Ne de olsa o, sana gerçekten değer veren biri."

"İmalarına başlarım senin! Ne söyleyeceksen söyle artık!" Benim de bir sabrım vardı ve taşmak üzereydi artık.

"Annen," Gözlerimi hızla ona çevirdiğimde söylediği sözün ağırlığını kalbimde hissediyordum.

Elim yanıyordu.

Yanağım sızlıyordu.

Saçlarımın kökleri uyuşuyordu.

Kulaklarımda onun sesi yankılanıyordu.

Aşağılamaları sadece. Çünkü güzel tek bir cümlesi bile yoktu bana karşı.

Bir adım atıp dibime kadar giren Can'a döndü bakışlarım. Sarılmak istercesine ellerini kaldırdığında geriye doğru bir adım attım.

"Üzgünüm Gece. Çok hem de. Bunu söylemek benim için de çok zor ama annen trafik kazası geçirmiş ve sağ kurtulamamış."

Önce gözlerim karardı, sallandım. Tutunacak bir yer aradım.

Beni Can tuttu.

Kollarımdan, sımsıkı.

GEÇMEMİŞ | TextingWhere stories live. Discover now