G|31

2.5K 211 165
                                    

Multimedia: Karakterler

Açılmayanlar için ⤵️

Açılmayanlar için ⤵️

Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.

*

Arkamı dönmeden öylece kalırken gözlerim Emre'nin yüzünde dolanıyordu. Dişlerini sıkmış direkt olarak arkama bakıyordu. Elindeki bilgisayarın göremediğim bir tuşuna basıp bilgisayarı kenara bıraktığında, arka taraftan gelen sesler kesilmişti.

Kaşlarını çatıp arkama, Can'ın önüne, geçtiğinde tepki vermem gerektiğini fark edip bende ona doğru döndüm. İkimiz de Can'a bakıyor olsakta, Emre bir adım benim önümde kalıyordu.

"Ooo önüne geçmeler, bir korumalar, bir romantiklikler... Hayırdır Emre ya? Ne oldu o sessiz, içine kapanık çocuğa?" Can'ın alayla gülerek söyledikleri sinirimi bozarken elimi hafifçe Emre'nin koluna dokundurup gözlerimi direk olarak Can'a diktim.

"Hayırdır Can? Bir yedirememeler, bir baş kaldırışlar, bir dışlanıp dayak yemeler falan... Ne oluyoruz? Hani o dik başlı ve herkes tarafından istenilen tipik? Ya da sen en son korkup kaçan olmuştun değil mi? Baksana ya, unutmuşum." Ben de tıpkı onun gibi alayla konuşurken tek farkım gülmüyor oluşumdu.

O sinirle ellerini yumruk yaparken "Seninle değil, yanındakiyle konuşuyorum. Yoksa ailen sana iki kişi konuşurken araya dalmaman gerektiğini öğretmedi mi?" dedi.

İkimizde birbirimizin canını yakmaya çalışıyorduk.

Bir zamanlar canım dediğimizin canını.

Önceden de böyleydi aramızdaki iletişim. Sinirlenince ikimiz de birbirimizi kırmak için dilimizden ne dökülürse dökülsün bir an bile düşünmüyorduk.

Hayır, gözlerim dolmamalıydı.

"İki kişi? Ben burda kendim ve Gece dışında 'kişi' görmüyorum." Emre benim konuşmama izin vermeden konuştuğunda Can şiddetle parlamıştı.

"Ergen ergen konuşma lan bana! Nasıl bir adamsın sen oğlum, utanmıyor musun?"

"Sen utanıyor musun? Genç bir kıza attığın iftiralardan, söylediğin yalanlardan. Utanıyor musun?"

Can öfkeyle dişlerini sıkıp sol eliyle hemen yanında duran masanın üzerine yerleştirilmiş sandalyeleri devirdi. Çıkan ses kafenin duvarlarında yankılanırken istemsizce irkilmiştim. Saniyelik de olsa Emre'nin başı bana çevrilmiş, bir şey mi oldu, der gibi bakmıştı.

"Sen şerefsiz adinin tekisin!"

Emre sinirle Can'ın üzerine atılırken son anda kolunu tutup engel olmuştum.

Gerçekten nefret ediyordum.

"Beni mi vuracaksın? Sen mi? Yiyor mu lan? Gelsene!" Can, Emre'yi daha fazla kışkırtmaya çalışırken içimdeki çığlıklara rağmen tek kelime edemiyordum. Yine tepkisizleşmiştim.

GEÇMEMİŞ | TextingTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon