10. bölüm

4.6K 145 106
                                    

                      "Kim kimi kimde bilirse bilsin
                      Ben senbilmediğim yerde                                                                      
                                            Bekleyeceğim.

                     Sağımda solumda...
                     ...önümde ve arkamda."            

hayat...

 hayatın saniyelerini dakikalar, dakikalarını saatler gibi yaşamalıydı insan. Bir umudu olmalıydı insanın hayata tutanacak sebepleri.
Bende yaşamak isterdim.
Yaşıyormuydum?
Yoksa sadece nefesmi alıyordum. Kalbim hala atıyordu... Ama ruhum o çoktan ölmüştü.

Herkesin
Bir hüznü, sevinci
Bir kaybedişi, kazancı
Bir acısı, ilacı
Bir savaşı, amacı
Bir yalnızlığı, umudu vardı.
Benim ise artık hiç bir şeyim yoktu.

Artık düşman diye bildiğim adama muhtaç kalmıştım. Benim için hayat yıkımdan ibaretti.

Sahi...
Birşahın burada ne işi vardı?

Babam gözlerini irice açmış ona bakıyordu"
"Ağam"
Dedi sesi titriyordu korkudan.

Babamın kolunu sertçe kıvırmasıyla, acıyla bağırmıştı.

"Siktiğim elini birdaha kaldırsana"
"Kaldır da o elini götüne sokayım!"

Şu an o kadar korkunç görünüyordu ki istem dışı nefesimi tutmak zorunda kalmıştım. Bir yüz ancak bu kadar tehlikeliyim diye bağırabilirdi.

"Vursana lan"
Birden kükreyerek söylemişti. İrkilmiştim.

"Yiyiyorsa birdaha vursana, hadi vur!"
Babam hareket dahi etmiyordu.

"Affet ağam birdaha olmayacak"
Yalvarıyordu ona... ona yalvarıyordu.

Merhameti olmayan birinden merhamet dileniyordu. İşte bu gülünçtü.

Bense yerde dizlerimin üzerinde, başımı kaldırmadan yere bakıyordum. Şu an tek göre bildiğim Birşahın rugan ayakkabılarıydı.

Birşahın dedikleri ile herkesi susturmuş sessiz hale getirmişti. Benide ucu bucağı belli olmayan yollara sürüklemişti.
Sert elleri bileğimden tutup beni ayağa kaldırıp ceketini omuzlarıma koymuştu.

Tekrar bileğimden tutup beni sürüklemeye başladı.

Ne olursa olsun benim tek varlığım ailemdi onlardan kopmak istemiyordum. Önce söver kızar sonra unutulurdu.

Bileğimi elinden kurtarmaya çalıştım.
Tehditkar bir şekilde bakış attı siyahi gözleri.

"Bırak gelmek istemiyorum"

Yüzüme vuran soğuk rüzgar saçlarımı geriye savrultuyor, yüzümü yalayıp beni korkuyla birlikte titretiyordu. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. buz tutmuş bileklerim onun sıcak ellerinin altında kaynıyordu.

Bağırarak ona karşı çıkmaya çalıştım. Çünkü evimden uzaklaşıyordum. Şimdi gidersem bir daha nasıl gelirdim.

Arabasının yanına geldiğimizde beni ön koltuğa oturtup, kendiside şöför koltuğuna oturdu. Ağlıyordum sessizce.

"Ağlama"

O bu şekilde söyleyince ağlamam daha çok artmıştı.

"Bana bak"
Diyerek yüzümü avucunun içine aldığında acıyla inlemiştim, babamın attığı tokattan ötürü.

Ağa KarısıDonde viven las historias. Descúbrelo ahora