6.Bölüm

4.6K 110 18
                                    

                               

                              Yine yanıldım
                      Yanılmak huydur bende...

"Geri döndüğümde gitmiş ol"

Kullandığı cümleler o kadar ağırdıki boğazım düğüm düğüm oldu. Yutkunamadım. Şu an okadar zor bir durumdaydım ki. Bağırmak hayırmak içimdeki cümleleri ifade etmek istiyordum. Ama hepsi içimde hapsoldu. Bedenim bana ihanet edermişgibi kımıldamıyordu. Yapabildiğim tek şey ağlamaktı. Durmaksızın ağlamamla göz yaşlarım yanaklarımı yıkamış gibi ıslatmıştı.

Ben böyle nasıl yaşayacaktım hiç bir şey olmamış gibi.

Kendimde bulduğum son güçle üzerimdeki çarşafı iterek ayağa kalkmaya çalıştım. Bedenim okadar yorgunduki üstümden tır geçmişti sanki. Bedenim kadar ruhumda yorgundu. Bedenimdeki yorgunluk elbet geçerdi ama ruhumdaki yorgunluk asla geçmeyecekti.

Yataktan destek alarak ayağa kalktım. Yataktağın üzerindeki çarsafta oluşan kanı görmemle boğazıma bir yumru oturdu. Artık masum değildim. Kirlenmiştim. Üstelik tecavüze bile uğramadım. Kendim kabul ettim kirli olmayı. Pis elleriyle bana dokunurken kurtaramadım kendimi. Titreyen ellerimle geceliği giydikten sonra çıkardığım elbiseleri tekrar giymeye başladım.

Buğulu gözlerimle kapıyı zar zor açıp kendimi bu iğrenç odadan dışarı attım. Korkuluklara dayanarak merdivenlerden indim. Dış kapıyı açtığımda dışarıdaki zifiri karanlığı izledim.Dışarısı her zamankinden daha karanlıktı. Aydınlatacak ne bi yıldız nede sığınabilecek ev vardı.

Acımın yanına korkuda eklendi? Sahi neyden korkuyordum, karanlıktanmı? Başıma zaten gelebilecek en kötü şey gelmedimi?

Kollarımı birbirine bağladım. Havanın soğukluğu ciğerlerime kadar işlemişti. Üzerimdeki ince elbisem havanın soğukluğunda karşı bana hiç şans bırakmıyordu. Kasıklarımdaki ağrıda yürümemi zorlaştırıyordu. Bom boş ıssız orman yolunda öylece çaresizce yürüdüm.

Yaşananlar aklıma geldikçe boğuluyor gibi hissediyordum. Düşünmek istemiyordum. Ama düşünmedende yapamıyordum. O gerçekten bencil bir adamdı. Bir şeyi istediğinde hiç bir şey umrunda olmuyordu. İstediğini aldı ve bitti. Bittim.  Kendimi öldürmeyede cesaret edemiyorum. Bu kadar acizdim işte.

Ayağıma batan birşeyle irkilip ayağıma baktım. Ayakkabı giymediğimi şimdi fark ediyordum. Bunu umursamadan bitmeyen yoluma devam ettim. En az bir saatir yoldaydım. Saniyeler, dakikalar geldi geçti. Kimse görmedi beni. Acıyan ruhumu sızlayan bedenimi farketmedi...

Bedenim soğuktan uyuşmuştu. Hissetmiyordum. Duygularım düşüncelerim. Birbirine karışmıştı. Abim iyi miydi? Ya annemle babam? Onlar nasıldı?Şimdiden sonra ne olacaktı? Ben ne yapacaktım? En önemlisi ben burdan evime nasıl gidecektim?

Hava yavaş yavaş aydınlanıyordu. Vücudumu taşıyacak gücü bulamıyordum kendimde. Bilinçsizce yürüyordum. Sadece. Ayaklarım geri geri gidiyordu adeta. Pes edip kendimi yere atacakken karşıdan gelen arabayı gördüm. Yüzümde belli belirsiz bi gülümseme oluştu.

Yolun ortasında dikilip bekledim sadece. Kolumu kaldıracak dermanı bulamıyordum kendimde. Arabanın durmasıyla içinden bir kız ve bir erkek iki genç çıktı. Yüzlerinde şok olmuş bir ifade vardı. Demekki gerçekten berbat gözüküyordum.

Kız koşarak yanıma gelip hafifçe kolumdan tuttu.
"Canım iyimisin"
Sadece başımı salladım. Kollarımdan tutarak beni yavaşça arabaya bindirdi.
"Erkan su verirmisin"
"Tamam"
Diyerek şişeyi oturduğu şoför koltuğundan bana uzatt, isminin erkan olduğunu öğrendiğim genç.

Ağa KarısıWhere stories live. Discover now