3. Bölüm: Başlangıç

67 12 21
                                    

Sabahleyin uyandığımda alt kattan sesler geldiğini fark ettim, Bunlar Felix, Brain ve Mark idi. Onların sesleri geliyordu, ancak kavga ediyor gibiydiler. Yatağımda doğrulup hızla ayaklandım. Yatağımı toplayıp odadan çıktım. Aşağı kata indiğimde kendilerince tartışıyorlardı.

"Oğlum o benim defterim diyorum sana neden anlamıyorsun?" Diyordu Brain. Ardından Mark devam etti

"Elindeki de benim kalemim farkında mısın?" Diyordu.

Felix ise bir köşeye geçmiş sakince onları izliyordu, normal bir durummuş gibi davranıyordu.

"Aa prensesimiz de uyanmış" diyordu Mark.

Mark'a güldüğüm sıra Felix devam etti.

"Bir susmadınız ki abi tabi uyanır" diyordu. Mark'a yönelerek

"Saat kaç okula geç kalmadık değil mi?" Dediğimde Mark gülerek yanıtladı.

"Yok erken daha kahvaltı yapacağız birazdan sonra hazırlanıp çıkarız."

Aklıma bir şey gelmişçesine Felix'e yöneldim.

"Kıyafet işini halledebildin mi?"

"Kıyafetler odanda, görmedin herhalde." Diyordu. Sanırım ses'in telaşından dikkat edememiştim.

Mark'ın elindeki defteri ve Brainin cebindeki kalemi alıp gerçek sahiplerine vermiştim. Ardından gülerek devam ettim.

"Çocuk musunuz siz? Anlaşamıyor musunuz?" Dediğimde Brain cevapladı.

"Bu çocuğun inadı tuttu mu tutuyor ne yapayım? Tutturdu vermeyeceğim diye bende o çok beğendiği kalemini aldım."

Anlamsızca Mark'a yönelmiştim. Çok beğendiği kalem mi? Bu kalem mavi klasik uçlu kalemdi. Özel bir yanı mı vardı merak etmiştim.

"Mark eğer özel değilse kalemini neden o kadar çok sevdiğini sorabilir miyim?" Dediğimde Mark aniden gözlerini Brain'e çevirdi. Brain gülmemek için kendini zor tutuyor gibiydi.

"Özel değil ama bu iki salak nedenini söyleyince gülüyorlar senin beni anlayabileceğini düşünüyorum."

Diyerek bana yöneldi ardından merakla Mark'ın söyleyeceği söze bakıyordum.

"Sevgililer gününde kız arkadaşım almıştı." Dediğinde Brain ve Felix kahkaha atmaya başladılar bunun neresi komikti anlayamamıştım. Brain kahkahalarının arasından konuşmaya başladı.

"Abi sen salak mısın? Kız aldatıyordu seni. Eski sevgilisinin kalemini vermiş, sende özel kalem diye geziyorsun ortalıkta. Atsana şunu çöpe" dediğinde Mark aniden kalemine sarıldı.

"Olsun sonuç olarak o verdi, sizin benim kalemimle alıp veremediğiniz ne ya? İşinize baksanıza siz." Diyordu.

Ardından Felix gülerek yanıtladı.

"Abi sen nasıl bir yokluktasın ya?" Diyerek gülmeye devam ediyorlardı.

Aniden Mark sinirle Felix'e çıkıştı.

"Bu yokluğun sebebi kim acaba?" Diyerek Felix'e bakıyordu. Felix ise ciddiliğini koruyarak kendini durdurmuştu. Brain'da gülmeyi keserek bir kenara geçip oturmuştu. Mutfaktan sesler geldiğini fark etmiştim, endişeyle Felix'e yöneldim.

"Mutfakta birileri mi var?" Dediğimde devam etti.
"Evet, hizmetçi onlar kahvaltı hazırlıyorlar." Diyordu.
Birde hizmetçisi mi vardı bu çocuğun? El bebek gül bebek büyümüştü belliki.

"Ben odaya çıkıyorum. Giyinip geleceğim." Dediğimde tamam dercesine kafa salladıktan sonra salondan ayrılıp hızlı adımlar ile odama ilerledim. Odaya girdiğimde komodinin üzerinde, kahverengi boğazlı kazak ve siyah dar pantolon duruyordu. Kıyafetleri elime geçirip giyindim. Akşam giyindiklerimi elime geçirip hem Saçlarımı taramak için hemde kıyafetleri koymak için banyoya ilerledim. Kıyafetleri kirli sepetine atarak tarağın birini elime geçirip saçlarımı taradım saçımın bir tarafını kulağımın arkasına atarak banyodan çıktım.

MUTASYON (Mutasyonun Doğuşu)Where stories live. Discover now