10.Bölüm: Başlangıcım ol

46 7 15
                                    

"Belkide her sonun her bitişin aynı zamanda bir başlangıcı da vardır. Belkide o son sadece sözdedir. başlangıcı gözler görür, kulaklar duyar, kalp hisseder. Belkide bitti sandığımız hiçbir şey bitmemiştir o sadece sözdedir."

Saat gece yarısını gösteriyordu, dışarıya zifiri karanlık çökmüş, göz gözü görmüyordu. Köpekler uluyor, baykuşlar ötüyordu. Bizimkiler ise kendi halindeydi. Felix, sakince etrafı izliyordu. Brian ve Mark telefondan birbirlerine bir şeyler gösteriyordu ben ise öylece dışarıya bakıyordum. Bu gece  çok farklıydı dışarıya çıktığımda Lara'yı o şekilde görmek nedensizce içimde oluşan bir burukluğa sebep oldu. Elinde bu kadar büyük bir koz varken bunu neden kullanmıyordu, neden yapmıyordu bilmiyordum, ama onu bir dahaki görüşümde bunu ona soracaktım. Hayatımdaki insanlar her geçen gün artıyordu.

Bir okul başlangıcı belkide benim sonum olmuştu ama onları buluşum işte bu o sonun başlangıcıydı.

Arkamdan omzuma doğru uzanan el ile anında irkildim. Sonrasında ise hemen yanıma doğru bir ayak uzandı ve dimdik benimle beraber dışarıya bakmaya başladı.

"Zifiri karanlıkta ne görüyorsun ki?" Demişti Felix. Evet yanımda olan kişi Felix'ti.

"Yeni bir sonun aynı zamanda yeni bir başlangıcını." Dediğimde anlamsızca kaşlarını çattı.

"Nasıl yani?" Dediğinde istemsizce yüzümde bir gülümseme oluştu.

"Mesela, bugün bitti akşam oldu zifiri karanlık çöktü. Ama bu zifiri karanlık bizim için son olarak görünse de yarın oluşan aydınlık için uyanacağız. Her karanlığın sonunda bir ışık vardır."

Dediğimde etkilenmişçesine kaşlarını kaldırdı sonrasında ise dudağı'nın kenarını ısırmaya başladı. Konuyu değiştirmek istercesine,

"Saat çok geç oldu herkes'in dinlenmeye ihtiyacı var. Uyumak ister misin artık?"

Felix'in bu cümlesine şaşırmıştım.

"Uyumak ister misin artık?"

Demişti. Emir vermiyordu, fikirlerimi umursuyordu. Öylece benden cevap bekliyordu, istemsizce gülümsediğim sıra dudaklarımı ciddiyetimi korumak istercesine büzerek yanıtladım.

"Evet, dinlenmeye ihtiyacım var." Dediğimde gülümsedi. Yanımdan ayrılarak Brian ve Mark'ın yanına ilerledi.

"Uyumayı düşünüyor musunuz?"

Dediğinde Mark, Felix'e dik dik bakıyordu.

"Çocuğunu uyutmaya çalışan anneler gibi ne dikiliyorsun karşımda, uyuyacaksan uyu."

Dediğinde Felix olduğu yerde sırıttı sonrasında ise izle demek istercesine işaret ederek tekrar Mark'a doğru ilerledi.

"E koltukta uyumak istiyorsan bir şey diyemem tabi ama o oda'yı kapabilecek üç kişi var burada."

Dediğinde Mark aniden kafasını kaldırdı.

"Ben o oda için ne savaşlar verdim biliyor musun sen?"

Dediğinde Brian ile göz göze geldiler. Brian, Mark'ı kandırmak istercesine ayağa kalktığında Mark hızla ayağa kalkarak Brian'ı geri oturttu ve koşar adımlarla odaya doğru çıktı.

İstemsizce kıkırdadığım sıra benimle beraber Felix ve Brian da kıkırdıyordu. Kırkırdamamın arasında aynı zamanda esnediğimi fark ettim. Gerçekten yorgun ve uykusuzdum. Hep beraber salondan ayrılıp üst kata çıktık ve odalarımıza girdik. Yatağıma yattığımda gözlerim kapanıyordu hatta kapanmakta o kadar ısrarcıydı ki buna karşı koyamıyordum.

MUTASYON (Mutasyonun Doğuşu)Where stories live. Discover now