5.Bölüm: Kopukluk

53 12 29
                                    

Bu yolda dört kişiyiz sanmıştım, öyleydi de. Bu dörtlü çok erken ayrılacaktı sanki, daha yeni alışmışken bir anda kopacak olmak oldukça üzüyordu beni.

Lara çok ciddiydi, geri adım atacak gibi de gözükmüyordu. Hayatım, herşeyim onun ellerindeydi. Ben, kendimi korumak zorundaydım. Bu hayat bana başka bir seçenek bırakmıyordu.

"Lara sen beni yanlış anladın biz yalnızca arkadaşız."

Dediğimde Lara oldukça ciddi ve sinirli bir şekilde bana bakıyordu.

"Arkadaşsınız öyle mi? El ele okuldan koşarak çıkan bir arkadaş! Sasha, ya Felix'ten uzak durursun yada bu dünyada son bulursun. Karar senin..."

Bu dünya da son bulmak mı? Yalnızca kendim için korkmuyordum. Felix,Brain ve Mark için de oldukça endişeleniyordum. Beni yakalayacak olmaları yalnızca beni tehlikeye sokmazdı. Felix,Brain ve Mark'ıda tehlikeye sokacaktı. Kendimle beraber onları da korumak zorundaydım.

"Tamam Lara. Felix'ten uzak duracağım." Dediğimde beni itiştirerek okul bahçesinden ayrıldı. Kanım donmuştu sanki, kendimi hissetmiyordum. Bunlar'ın hepsi hayal miydi? Ben bir rüyada mıydım? Bu bir kâbus muydu? Kafam çok karışıktı. Yaşadıklarım ağır geliyordu. Felix... o benim yanımdaydı bunu biliyordum ancak artık yanımda olamayacaktı. Ben buna mecburdum...

"Sasha, nerede kaldın? Felix arabada kendini yedi bitirdi."

Bu Brain'di, Meraklı gözleriyle beni süzüyordu. Kendimi iyi hissetmiyordum. İçimde hiç geçmeyecek bir burukluk var gibiydi. Bu yaşadıklarımı onlara yansıtmamalıydım, Onlar bunu bilmemeliydi.

"Sohbete dalmışız beklettim sizi kusura bakma, bende şimdi yanınıza geliyordum zaten."

Dediğimde Brain emin olamamışçasına gözlerime bakıyordu. Brain oldukça kuşkucu bir kişiliğe sahipti. Kolumdan tutarak çekiştirdi.

"Tamam hadi yürü yoksa Felix'le uğraşmak zorunda kalacaksın ki ben bunu pek önermem."

İstesem de uğraşamazdım aramızda kapanmayacak uçurumlar var gibiydi. Brain ve Mark'a durumu çaktırmamak için onlarla da pek ilgili olmamalıydım.

Hızlı adımlar ile arabaya ilerlediğimizde Felix sinirli gözlerini aniden gözlerime çevirdi. Mark ise çok şükür dercesine derin bir nefes vererek arkasına yaslanmıştı. Araba'nın arka tarafına bindiğimde Felix kafasını bana çevirdi ve sert sözlerini yüzüme vurmaya başladı.

"Ne konuşuyordunuz orada? Ne sordu sana?"

"Ders ile ilgiliydi" dediğimde sinirle gülerek arabayı çalıştırdı.

"Yalan söylüyorsun." Deyip arabayı sürmeye başladı. Oldukça hızlı gidiyordu, bu tepki nedendi anlayamamıştım.

"Yalan söylemiyorum Felix." Dediğimde sesini yükseltti.

"Sasha bana hâlâ yalan söylüyorsun! Özel olan şey ders miydi gerçekten? Buna inanmamı bekleme benden."

Dediğinde oldukça kötü bir yalan uydurduğumu düşünerek yeni bir şeyler bulmaya çalışıyordum. O sıra Brain ve Mark dudaklarını ısırmış endişeli gözlerle birbirlerine bakıyordu.

Yalan söylemekte hiç iyi değildim, zaten birisine yalan söylemekten de oldukça nefret ederdim. En azından yarı doğru bir yalan olduğunu düşünüp Felix'e yöneldim.

"Ya bir çocuk ile ilgiliydi, sizin yanınızda sormaya utandı herhalde."

Dediğimde Felix bir anda ani fren yaptı.

"Ne çocuğu?  Ayrıca neden sana soruyor? Çok mu tecrübelisin bu konularda?" Diye sordu durdu.

"Felix saçmalama istersen, yakın arkadaşı olarak beni görmüş haliyle bana sordu o da. Dedim ya başkalarına söylemeye utanıyor diye."

MUTASYON (Mutasyonun Doğuşu)Where stories live. Discover now