3.Bölüm ●BİR ŞANS DAHA●

1.4K 96 261
                                    


Kumsal'dan...

Hepimiz koltuklara yığılmıştık. Alesya'nın uyanmasını bekliyorduk ve Çağan başının ucundan hiç ayrılmadan Alesya'nın saçlarını okşuyordu. Hepimiz çok fazla endişelendik ama biliyoruz ki Berkan olayını duymak ona iyi gelmemişti. Baygınlık geçirmesine ve fenalaşmasına sebep oldu.

Hepimizin ayaklandığı sırada Alesya kendini kaybetti ve bayıldı. O an Alesya için çok endişelenmiştik ve hala endişeleniyorduk. Çağan bir ara hastaneye götürmeye karar vermişti. Bayıldığı gibi kucaklamıştı ve hastaneye gideceğini söylemişti. Alesya için çok endişelenmişti. Kızlarla onu vazgeçirip koltuğa yatırmasını söylemiştik. Dinlenmesi gerekiyordu. Hem bu gün Asena için çok uğraşmıştı. Hepimiz çok uğraşmıştık. Bu konuyu açmak, her ne kadar gündeme getirip hatırlatmak açısından iyi olsa bile kendi psikolojimiz için artık iyi bir hal almıyordu. Bizi içten içe yiyip bitiriyordu.

Yarım saat geçmişti ama Alesya hala uyanmamıştı. Aslına bakılırsa korkmaya başlıyorduk. Kriz geçirdiğini ve biraz sonra uyanacağını biliyorduk ama uzun sürdüğü için şüphelenmeye başlamıştık. Çağan bir an bile kalkmamıştı yerinden. Alesya'yı yalnız bırakmamıştı. Geri kalanların hepsi de koltuklara yığılmıştı. Hiç birimiz konuşmuyorduk. Sadece Alesya'nın uyanmasını bekliyorduk. Yanımda oturan Asu'ya seslenip "Asu, kahve mi yapsak acaba? Hem iyi gelir belki şuan ki ortama." gözlerimi Asu'dan çekip geri kalan kişilere bakmıştım. Asu uykulu haliyle "Olur yapalım. Biraz ayılırız hem." dedikten sonra kalkıp mutfağa geçtik.

Ben bardakları hazırlarken Asu da su ısıtıyordu. "Çağan'a baksana, nasıl telaşlandı, endişelendi, ona bir şey olmasından korktu ve hiç yanından ayrılmadı. Sence onlar için bir şans olabilir mi bu?" diye sorduğumda tezgaha yaslanmış düşünüyordum. "Aslına bakarsan, ben de senin düşündüğün gibi düşünüyorum. Çağan'ın ne kadar korktuğunu gördüm. Eğer ikisi birlikte bunu isterlerse yapabilirler. Olanları unutup mutlu olabilirler." dediğinde derin düşüncelere dalmış gibiydi. Acaba ne düşünüyordu? "Evet, haklısın. Ben onların birlikte bunu yapabileceğine inanıyorum." dedim onu onaylayarak. Biraz bekleyip "Peki ya sen? Sen yapabilecek misin?" dediğimde Asu kafasını bana doğru çevirip "Bilmiyorum. Olayları düşünmediğimizde ne kadar mutluyuz baksana. Bunu düşününce 'Olabilir' diyorum ama sonra 'Ya hayatımızın her anında arkamızdan gelirse bu olaylar ve mutlu olamazsak?' diye düşünüyorum." dedi ve kafasını çevirip kahveleri koymaya başladı. "Zamana bırakalım." dedim ve Asu'nun önündeki tepsiyi alıp salona geçtim.

Geldiğimde Barış yoktu. Çağan hala Alesya'nın başında duruyordu. Ateş ve Barlas tekli koltukta oturmuşlardı. Ece kafasını Doğukan'ın omzuna yaslamış ve uyuya kalmıştı. Asena da gözünü Alesya'dan ayırmıyordu. Hepimiz Alesya'nın uyanmasını bekliyordu. Bunu düşününce tuhaf hissetmiştim doğrusu. Bizi bu kadar çok önemsediklerini düşünmüyordum ama bu tabloda bizi fazlasıyla önemsedikleri açık ve netti.

Kahveleri ortadaki sehpaya koyup herkesin önüne koydum. "Biraz kahve için iyi gelir." diye de eklemiştim. Barış'ı tekrar gözüm aradığında Ateş'in hareketiyle ona baktım. Elini uzatmış bahçeyi işaret ediyordu. Gösterdiği tarafa doğru baktığımda Barış oradaydı. Sandalyelerden birine oturmuş etrafı izliyordu. Ateş benim onu aradığımı nasıl anlamıştı ki? Çok mu belli etmiştim acaba?

Barış'la ikimizin kahvesini alıp bahçeye, yanına gittim. Belki sakin kafayla konuşurduk. Yanına geldiğimde onu incelemeye başlamıştım. Geldiğimi fark etmemişti. Sandalyede oturmuş kollarını önünde bağlamıştı. Gözlerine eskisi gibi bakmayı çok isterdim. Gece ışığında ikimizin burada oluşunu düşününce aklıma Yılbaşı gecesi gelmişti. Onunla yine böyle bir ortamdaydık ve bana duygularını söylüyordu. Biraz daha düşününce aklıma o duyguları nasıl kırdığım geldi. Kalbini kırmıştım. Onu çok üzmüştüm sanırım. Kötü hissetmeye başladığım sırada kafamı sağa sola çevirip kendime geldim. Derin bir iç çekip daha da yanına yaklaştım.

PSİKOZLAR 2Where stories live. Discover now