7.Bölüm ●ÇOCUK CAN●

974 65 55
                                    


Kumsal'dan...

"Kumsal kalk! Kalk hadi, kalk! Ölüm kalım meselesi! Yengem çok kötü! Sanırım kardeşine bir şey oldu." diyen Bulut'un beni sarsmasıyla ve en son dediklerinin kulağımda çınlamasıyla yerimden zıplamıştım. "Ne oluyor ya? Anneme ne oldu? Bulut annem iyi mi?'" dediğimde korkudan ne yapacağımı şaşırmıştım. Bulut bana ne olduğunu anlatmak yerine bana aval aval bakıyordu. Onu sarsıp "Bir şey söylesene, nerede şimdi annem?" dediğimde Bulut kendine gelip "Ayağı takıldı yere düştü, aşağıda sancı çekiyor. Koş Kumsal!" odadan koşarak çıkmıştı. Bir yanda Bulut'un neden bıyık altı güldüğünü ve rahatlığını çözmeye çalışıyordum diğer yanda annemi merak ediyordum. Bu düşüncelerimin hepsini bir kenara atıp ben de peşinden koştum. Merdivenlerden iner inmez salona yöneldim. O yönden sesler geliyordu ve hiç acı çeken biri gibi değildi.

Salona girdiğimde gördüğüm tabloya biraz şaşırmıştım, biraz da panikten dolayı nefes nefese bir haldeydim. Derin bir nefes alıp yutkundum. Salonun ortasına doğru iyice ilerlediğimde asıl olayı çözmüştüm. Gözlerim kocaman olmuştu. Annem koltuğun üstünde oturuyordu ve yanında da babam vardı. Bulut da tepesinde dikilmişti. Babamın eli annemin karnındaydı ve annemin karnındaki minik bebeğin tekmelerini hissediyordu. Her hissedişinde daha çok hoşuna gidiyordu ve yüzündeki gülümseme artıyordu. Bulut'a baktığımda bana sırıtıyordu, yalan söylemişti ama şu anda ona kızabilecek durumda değildim. Anne ve babamın mutluluğu beni de mutlu etmişti. Onları böyle görmeyi seviyordum. Güzel bir tabloydu. Bu tablonun hep devam etmesini istiyordum ve kimsenin bozmamasını istiyordum.

Annem kafasını kaldırıp bana baktı. "Yanımıza gelsene. Bak kardeşin artık burada olduğunu bize hissettiriyor." demişti. Mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Kafamı sallayıp yanına geldim. Yere oturup elimi annemin karnına götürdüm. Annem o sırada elimin üstünü tutup yönlendirmişti. Elim karnına değdiğinde tekme atmasını hissedebiliyordum. Sanki içeriden bir an önce çıkmak ister gibi bir hali vardı. Sürekli hareket halindeydi. Şu an olan her şey çok değişik geliyordu. İlk defa böyle bir duyguyu tatmış olmanın şaşkınlığı ve heyecanı vardı üzerimde.

Bebeğin hareketleri yavaşlayınca Bulut "Mutlu aile tablonuzu bozmak istemem ama ben çok acıktım. Hazır masa da hazırken kahvaltımızı mı yapsak?" diyerek gülümsüyordu. Annem onun bu dediğine gülüp "Evet, hadi kalkalım minik bebeğimiz de acıkmış olmalı artık." diyerek yerinden kalkmıştı.

Masaya geçtiğimizde Bulut'un yanına gidip "Bir daha böyle bir şaka yaparsan senin o saçlarını yolarım çocuk." diyerek kızmaya başlamıştım. "Ayıp ediyorsun kuzen. İnsan kuzenine nasıl bunu der ya? Hem söylemeseydim kalkacağın yoktu. Bu anı kaçırma diyeydi her şey. Hep ben suçlu olayım zaten." diyerek zeytinyağı gibi üste çıkıyordu. Gözlerimi kısıp ona baktım "Saçlarını yolarım. Acımam!" dediğimde gözleri büyürken masanın üstündeki tabaktan aldığı salatalığı ağzıma tıktı. Salatalığı yemeğe başladığımda kahvaltımı etmeye de karar vermiştim.

Hep birlikte kahvaltı yapıyorduk ve ben bu tabloda ablamı da isterdim. Keşke o da burada olsaydı da tamamlansaydık. Umarım en kısa zamanda o da gelirdi ve bizim mutluluğumuza dahil olurdu. Onu mutlu görmek çok isterdim doğrusu, pek mutlu ayrılamamıştık birbirimizden...

Çok fazla yediğimi fark ederek arkama yaslanmıştım. Artık kalkıp hazırlanmam lazımdı yoksa okula geç kalacaktım. Sınavı da unutmamak lazımdı. Sıkkınlıkla yerimden kalkıp "Size afiyet olsun, ben hazırlanayım yoksa okula geç kalacağım." dediğimde babam "Okuldan önce bir yere mi gideceksin?" demişti. Bu soruyu niye sorduğunu anlayamamıştım. "Hayır. Neden ki?" diye sorduğumda "Daha saat çok erken. O yüzden sordum." dediğinde duvarda asılı saate bakmıştım. Saat yediyi kırk geçiyordu. Saati görmemle Bulut'a doğru kaşlarım çatık bir şekilde bakmam bir olmuştu. "Bir gün çok pis elimde kalacaksın. Kimse alamayacak." dediğimde Bulut karşılık olarak "Vay be! Şimdi böyle mi olduk? Amca kızının bana olan tehditlerini görüyor musun?" diyerek babama sığınmıştı. Babam "Ne yaparsa hakkıdır." diyerek bana bakıp gülümsemişti. Babama gülümsedikten sonra Bulut'a dönüp sırıttım. "Babama güvenme Bulut'cum." diyerek masadan kalktım.

PSİKOZLAR 2Where stories live. Discover now