11.Bölüm: Pizzalı Oyun Havaları

20.2K 1.6K 567
                                    

Merhaba 🖤 🤍

Uzatmadan iyi okumalar diliyorum ✨

Bölüme geçmeden önce bölümü oylamayı 🌟 ve bol bol yorum 💬 yapmayı lütfen unutmayınız 🙏

___________

Motora atlayıp dağ, tepe, bayır demeden sürmeye başladım. Ne de olsa yükümüz ağır, insanları mutlu eden nimet olan pizza taşıyorduk.

Normal insanlar sevgi taşırken, biz pizza taşıyorduk. Ne de olsa sevgiye giden yol mideden ve  pizzadan geçiyordu.

Pizzacılar mutluluk kaynağıdır, onlara iyi davranın. Dedeye sahip çıkın, pardon pizzacılara sahip çıkın. Boş yapma Tuana, pizza teslim et.

Pizzayı vereceğim adresin tam önünde durdum. Motor ibresinin üzerine yapıştırdığım adres fişine bakıp, adresi kontrol ettim. Evet doğru adres önündeyim. Motordan inip, bagaja doğru ilerledim.

Kafamdaki kaskı çıkarıp, önüme düşen saçları geriye ittim. Gözüm bugün biraz daha iyidi ama yeri morluktan, sarılığa geçmişti. Bukalemun gibi renkten renke giriyordu.

Bagajda bulunan diğer pizzalar içerisinden büyük boy olan tek pizzayı elime alıp, motoru kilitledim.

Yavaş adımlar eşliğinde apartmana yürümeye başladım. Bugün bu kaçıncı teslimatımdı bilmiyorum ama ben bitmiş durumdayım. Ayaklarımın altına kara sular inmişti.

Apartman kapısının önüne vardığımda, 2 numaranın ziline basıp beklemeye koyuldum. Bir dakika sonra diyafondan ses geldi.

"Kim o?" dedi diyafondaki ses.

"Kim Kardashian." dedim Kendimden geçmiş bir vaziyette. Yorgundum, gerçi ben hep yorgundum. Beni bu güzel havalar mahvetti azizim diyen şaire buradan kucak dolu sevgimi gönderiyorum. Beni böylesine güzel tasvir edemezdi kelimeleriyle.

"Nee!" dedi adam o ara söylediğim kelimenin ne anlama geldiğini farkettim. Boşluğa düşünce ağzım çok saçmalıyordu bu da onlardan birisiydi.

"Pizza." diye hemen konuyu dağıtmak adına değiştirdim. Kim Kardashian ne alaka Tuana? Sen iyice saçmalamaya başladın. Sen boşlukta olunca ağzının lastiği gevşiyor, acilen kendine gel!

Bir dakika sonra kapı açılınca, ağır çelik kapıyı ittirip bir balerin edasıyla usulca içeriye süzüldüm desem yalan olur adeta yıkık gibi içeriye kendimi un çuvalı misali attım.

Bu sefer ki siparişin zemin katta olmasına şükredip 2 numaralı kapıya doğru ilerledim.

Kapının önüne geldiğimde zile medeni insanlar gibi bir kere basıp, bir adım geri durdum. O ev resmen benim insanlık hormanlarım ile oynamıştı ve ben her gittiğim evde zile uzun uzun basma gibi aptal alışkanlık edinmiştim.

Tuana. Tuana. Tuana. Yine döndü mü tilkiler 365 derece kafanda? Hani düşünmeyecektin o lanetli evi? Evin ayarlarımla oynadığı yetmiyormuş gibi bir de beyin hücrelerimle oynuyordu. Yasak Tuana. Bir daha o evi, o apartmanı hatta o sokağı düşünmek yasak. Adı yerin dibine batsın.

Kapının açılma sesi gelince daldığım düşünce havuzundan çıkıp hemen duruşumu dikleştirdim. Yüzüme de sahte gülümseme serpiştirince ballı ekmek oldum. Neydi hayat felsefemiz beni sevmeyen ölsün.

Kapıya, orta yaşlı, bilemedim ellilerinde şakaları yer yer ağırmış bir adam çıktı. Hemen ezbere bildiğim sözleri bir çırpıda söyledim. "İyi günler efendim. Sipariş ettiğiniz pizzayı getirdim." kendimin şimdi sevimli, minnoş kendi yavrusu gibi göründüğüme yemin edebilirdim. Öyle bir hokkabazdım ki insanlar karşılarında kılık değiştirdiğimi bile fark etmezdi.

Pizzalar Kapınızda Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin