15.Bölüm: Pizzasal Kabuslar

17.9K 1.2K 511
                                    

Merhaba 🖤🤍

İyi okumalar diliyorum. ✨

Bölüme geçmeden önce bölümü oylamayı 🌟 ve bol bol yorum 💬 yapmayı lütfen unutmayınız 🙏

Beni takip edip, panoya söz bırakabilirsiniz 🤗

_________

"Pizza, pizza pizza..."

"Ne oluyor? Sizler de kimsiniz?" karşımdaki pizza kılığına girmiş Metin'e, Erol'a, Emel'e, Deniz'e daha bir sürüsüne şaşkınlıkla baktım.

Çoktular, hemde o kadar çoktular ki hiç birisini sayamıyordum. Pizza suretine bürünmüş orduydular, işin garip tarafı hepsi de tanıdık yüzlerdi.

"Bizler pizzayız." dedi Metin suretine bürünen pizza ve diğerleri de başlarını onaylar şekilde salladıyıp, "Evet bizler pizzayız." dedi hep bir ağızdan.

"Hadi ya bende eski Amerika Cumhurbaşkan'ı Donald John Trump." dedim alayla. "Tanıdınız mı? Bak tanımazsanız gücenirim."

Ulan Tuana şu pizzaların karşıdan bile hemen adapte olunup da espri yapılmaz be kızım. Adamların Pizza suretinde büründüğüne şaşırmıyorsunda hemen laflarını sözlerin ile birlikle iğneliyorsun.

Pizzalardan Erol suretinde olanı sucuklarını döktü ardından bütün diğer pizzalar Erol'a bakıp bu sefer hep bir ağızdan çığlık attı. Bunlar prova falan mı yapmışlardı? Aynı sözleri, aynı hareketleri aynı anda yapıyordular.

"Bu ne lan sanki bağırmıyorlar, senfoni orkestrasında ritim tutturmaya çalışıyorlar." ben nereye düşmüştüm? Yoksa filmlerde ve kitaplarda olan fantastik evrenler gerçek miydi? Meğer ne çok alay etmiştim.

"Düşman! Arkadaşımızın sucuklarını döktün ve canını acıttın." dedi Serkan.

Serkan'a dönüp şaşkınlıkla baktık. "Sen bu hikayenin neresindesin Serkan?" diye sordum şaşkınlıkla. "Eğer sende Tuana düşman listesine girmek istiyorsan buyur ek kontenjanlarım var ama alacağın bütün zararların mülkiyeti sana ait haberin olsun."

"Düşman bizi tehdit ediyor." dedi arkalardan bir ses.

"Düşman kırmızı alarm." dedi göremediğim ama sesini duyduğun bir diğer Pizza.

Kırmızı alarm der demez birden etraf polis sirenleri gibi kırmızı ışık yanıp sönmeye başladı. Etrafa baktım ışık kaynağı olacak bir şeyde yoktu. Kırmızı ışığın yanıp sönmesi gözlerimi almıştı.

"Siktir! Ben nereye düştüm amına koyayım?" diye söylendim. Ben niye yerde oturuyordum? Betonda sertti insan bir minderin üzerine oturttururdu. He Tuana zaten böyle durumda da götün rahatlığı düşünülüyordu. Kızım sen ne rahatına düşkün bir şey çıktın.

"Düşmana ölüm!" dedi bir ses bu ses çok tanıdık geliyordu. En köşeye baktığımda bastonuyla orada öylece duran dedeme baktım. Bu benim dedemdi.

"Lan! Dede senin burada ne işin var? Sen ayrıca torununa ölüm vermanı mı veriyorsun şu an?" niç niç niç sesini çıkardım ağzımdan ona ters ters bakmayı da ihmal etmeyerek. "Çok ayıp. Bu yaptığını hiç elit bulmuyorum. Hem bu yaptığın elit torun, dede ilişkisine de aykırı." diye söylenmeye devam ettim dedeme.

"Senin gibi torun olmaz olsun! Unuttum mu sandın ekran parlaklığımı kısıp 50 TL'ye tamir ettiğin ve benden her gün 50 TL kopardığın günleri." dedi dedem büyük öfkesini bağırarak üzerime kustu.

"Oha!" dedim elimi ağzımın üzerine götürüp dedeme şaşkınlıkla bakarak. "Çocuktum be! Ne sandın sen beni nitelikli dolandırıcı mı?" diye savunmaya geçtim hemen kendimi. Ne domuzdan kıl koparmak sevapmış bende sevap işliyordum. Bu dedem olacak herif o kadar cimriydi ki bayramda bile harçlık vermiyordu, bende hakkım olan harçlıkları ondan öyle yada böyle söke söke alıyordum.

Pizzalar Kapınızda Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin