35.Bölüm: Mutluluk Saatleri

8.7K 819 739
                                    

Merhaba

İyi okumalar diliyorum 🌸

Bölümü oylamayı 🌟 ve yorum 💬 yapmayı unutmayalım.

-----

35.Bölüm: Mutluluk Saatleri

Güneş ışığı kapalı gözlerimden içeriye sızmaya çalışıyordu. Ben akşam bu perdeleri örtmemiş miydim? Bunlar nasıl açılmıştı?

Hiç bir bok hatırlamıyordum ama gözlerimi de açmak  istemiyordum. Tabak sesleri kulağıma ilişince perdeyi Erol'un açtığına kanaat getirdim.

"Erol!" diye bağırdım uykulu sesimle. "Niye perdeyi açtın Erol?" kafamı yorganın altına soktum daha fazla ışığa maruz kalmamak adına. "Bok mu var sabahın körü kalkıyorsun?"

Ay bir de mırıldanmalar geliyordu. İnsan tatil günüde erken kalkıp, bu kadar keyifli olabilir miydi? Cinnet geçirmek için bir başka sebep.

"Erol hangi karga götünü kemirdi de sabahın körü kalktın?" başım ağrıyordu, göz kapaklarımı da açamıyordum. "Kargalar seni... Neyse."

"Süprizzz!" diye ilk önce Sezer'in sesi duyuldu, ardından çok geçmeden üzerimde biri tepinmeye başladı. Bu direkt uykuda dayaktı.

Gözümü zor açıp, can havliyle kendimi koltuktan aşağıya attım. Kafamın üzerinden yorganı çekip, dağılan dağınık saçlarımın arasından, burnumdan soluyarak Sezer'e baktım.

"Ne yapıyorsun lan?" diye çemkirdim çocuğun suratına. Hala koltuğun üzerinden sırıtarak bana bakıyordu. "Uykumda beni öldürmeye yemin mi ettin?" hem Sezer nereden çıkmıştı? Yok ben dün akşam rakıyı galiba fazla kaçırmıştım ve hiç bir şey hatırlamıyorum. "Sen nereden çıktın lan?"

"Aaa o da sorumu pizzacı dostum." dedi sırıtmaya devam ederek. "Farklı kişilerden olsak da çıktığımız yer aynı oluyor. Anlarsın ya." Bunu söylerken aklındaki fesat düşüncelerle kaşını, gözünü oynatıyordu.

"Sallah sallah konuşup benim asabımı bozma bebe. Ayrıca sen hayatının en büyük yanlışını az önce beni uyandırarak yaptın. Şimdi ben sana göstereceğim."

Yerden büyük yorganı, koltuğun tepesindeki Sezer'in üzerine atıp, yorganın üzerine atlayarak onu boğmaya başladım. İyi Tuana adam da boğmaya başladın, sıradaki hamlen ne çok merakla bekliyorum.

"Ağğ adam öldürüyorlar. İmdat! Yetişin komşular, küçücük çocuklarım öksüz kalacak!" diye bağırmaya başladı Sezer.

"Şşşttt!" ellerim hareket etmeyi bırakıp, donakaldı. Gözlerim kapıdan içeriye elinde tepsiyle giren Çağlar'a kaydı. O da mı buradaydı? Hem Çağlar bize kahvaltı mı hazırlıyordu? Yok daha neler. Ben uyanmış mıydım?

Bir anlık şaşkınlığımdan faydalanıp, yorgan bu sefer benim üzerime kapandı. Sezer bu sefer beni boğmaya çalışıyordu. Çağlar bir kere daha işimin içine sıçmıştı. Hem bunlar ne zaman gelmişti?

"Sezer! Ağzına sıçayım Sezer! Bırak lan, öldüreceksin." çocuk beni dinlemiyor kahkaha atarak oyununu oynamaya devam ediyordu.

Son güçle onu tekmeleyerek üzerimden atıp, yorganın altından kafamı çıkardım. Dağınık olan saçım başım daha bir dağılmıştı. Derin nefes alıp bıraktım.

"Yorganın altından çıkan pizzacı dostumun ani tepkisi; gençleştim resmen bu kadar mı fark eder? Oldu." deyip Sezer kendi yaptığı esprisine katıla katıla kahkaha atmaya başladı.

"Sen nasıl bi yaratıksın? Resmen kafamın içinde adamın sesi yankılandı ama evin içinde de senin dayak yeme sesin yankılanacak." Deyip son hızla ayağa kalktım. Sezer üzerine geldiğimi görünce ayağa zıplayıp büyük masanın etrafında koşmaya başladı. Ardından koşarak onu yakalamaya çalışıyordum.

Pizzalar Kapınızda Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin