16 BÖLÜM

4K 184 10
                                    

'Aşkı anlatmak için akla izin yoktur.'

Mevlana

Ağlamaktan içim dışıma çıkmış yorgun düşmüştüm. Başıma dayanılan silahla benimle dala geçmişti resmen. Şu an çıkıp babamın yanına gitmek istiyordum. Sen bu adama ne yaptın da ben bu duruma düştüm demek istiyordum.

Başımda bir sağa bir sola gidip gelen Eser neredeyse delirmek üzereydi. Yatakta gecelik takımımı giyinmiş üstümde yastıkla sadece yere odaklanmış beni azarlamasını dinliyordum.

"Kapıda o kadar adam varken nasıl alabildiler seni anlayamıyorum!"

Elimi anlıma koyup dolu gözlerimi kapattım. Beni burada azarlaması hiç bir ifade etmiyordu.

"Delirmek üzereyim!"

Sonunda yanıma oturup yüzümü avuçladığında gözlerimi açıp sakinleşmeye çalışam mavi gözlerine çevirdim.

"Canını çok yaktılar mı?"

Başımı olumsuz anlamda sallayıp yutkundum. Ona anlatsam daha da delirecekti.

"Ne kadar korktuğunu titreyen bedeninden hissedebiliyorum rapunzel. Ne oldu anlat hadi bana."

"Anlatılacak bir şey yok ki Eser. Bana dokunmadılar ama dokunmuşlar kadar kötüydüm."

Başımı göğsüne yaslayıp parmaklarını saçlarımda gezdirdi. Gözlerimi her kapattığımda o anı görüyordum. Başıma dayanılan silahla nasıl dalga geçtiklerini beni annemle tehdit ettiklerini unutamıyordum.

"Tamam... Ağlama seni bugün fazla zorlamayacağım. Sen biraz dinlen ben hemen aşağıda olacağım."

Cevap vermeden başımı kaldırıp gidişini izledim. Kapıyı kapatıp çıkar çıkmaz yatağıma uzanıp kucağımdaki yastığa sıkıca sarıldım. Anneme o kadar ihtiyacım vardı ki...

İçimde bir yer vardı. Kalıp mücadele etmenin anlamsız gidip unutmanın imkansız olduğu. Bu ağrının bana, baka baka kaç duvar eksilttiğini kimsenin bilemeyeceği bir yer... '1'

İşte tam oradaydım. Her şeyi bırakıp arkama bakmadan kaçmak istiyordum. Bir haftada yaşadığım şeyler bir asır gibi gelmişti. Ama eğer kaçarsam geride bıraktığım annem ve babam daha da yıkılırdı. Fakat kalmaya devam edersem kafayı yiyecektim.

Gözlerim neredeyse kapanmak üzereyken camımdan gelen o tıkırtı sesiyle gözlerimi kocaman açarak nefesimi tuttum. Vücudum kaskatı kesilmişti. Yine beni almaya gelmişlerdi.

Tıkırtı çoğalınca titreyen ellerimi yatağıma dayayarak doğruldum. Sanki tepki vermedikçe ses daha da artıyordu. Sonunda cama taş gelince çığlık atmamak için iki elimle ağzımı kapattım.

Yataktan kalkıp korkak adımlarla pencereme yaklaştım. Eğer yine beni almaya geldilerse avazım çıktığı kadar çığlık atacak bu sefer izin vermeyecektim.

Korkudan deli gibi titreyen elimi perdeye götürüp hafif açtığımda aşağıda çimenliklerin üstüne gördüğüm adamla tuttuğum nefesi verip ağlayarak gözlerimi kapattım.

Ellerini takım elbisesinin cebine yerleştirmiş o siyah gözleriyle bana bakıyordu. Elimi kalbime koyup pencereden başımı uzattım.

"İyi misin diye kontrol etmeye geldim."

Sormama gerek kalmadan verdiği cevapla tebessüm ederek başımı salladım. Bugün benim için yaptıklarından sonra ona karşı aldığım duvar yavaş yavaş kırılmaya başlamıştı.

PANZEHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin