BÖLÜM 21

3.5K 148 9
                                    

'Sevgiyi gerçek kılan şey mücadeledir. Sevdiklerini kadere bırakamazsın.'

Sahilde çok güzel vakit geçirmiştik saatin kaç olduğuna bakmak için telefonumu almaya gidene kadar...

Eser sayamadığım kadar çok aramış ve mesaj atmıştı. Ulaş'a belli etmemeye çalışarak eve gitmem gerektiğini söylesem de anlamış ve beni kırmamak için öfkesini çatık kaşlarıyla belli ediyordu. Arabada ikimizde sessizce oturuyorduk.

Ulaş bakışlarını yoldan ayırmadan gidiyordu. Fakat öfkesine engel olamayıp arabanın hızını artırmıştı. Kapının önünde durduğunda ellerimle oynamayı bırakıp Ulaş'a baktım.

Ne diyeceğimi bilmiyordum sonuçta ilkimdi. Arabadan ne söyleyip de inebilirdim hiç bir fikrim yoktu. Ellerimle oynamayı bırakıp derin bir nefes alarak dudaklarımı araladım.

"Ben-"

Bir eliyle narince yüzünü avuçlayıp dudaklağıma uzandı.

Dudaklarımı dudaklarının arasına alıp dakikalarca öptü. Ne kadar kızgın olsa da bu öpücüğü içimdeki korkuyu dindirmişti.

Yüzünü yüzümden uzaklaştırmadan yanağıma da bir öpücük bıraktı.

"Sen duymasan da görmesen de bir milim uzağındayım unutma güzelim."

Başımı sallayıp arabadan indim. Elimdeki telefonu istemsizce sıkıyordum. Bahçeye girmeden önce son kez ona baktım. Arkasına yaslanmış hayranlıkla beni izliyordu. Elimi hafif kaldırıp sallayarak gülümsedim.

Karşılık verip gülümsedi. Daha fazla oyalanmadan kapıya doğru adımladım. Eser Ulaş'tan kesinlikle hoşlanmıyordu. Ve eğer onumla olduğumu anlarsa çok kızacaktı.

Kapının önünde kendimi toparlayıp çalmak için elimi kaldırdım. Fakat çalmama gerek kalmadan kapı açıldı. Karşımda sinir küpü olmuş Eser içeriye girmemi işaret etti. Hiç bir şey demeden eve girip salona baktım.

Annemin evde olması gerekiyordu. Büyük ihtimalle odasında eşyalarını topluyor olmalıydı. Arkamda duran Eser'e döndüm. Bir adım uzağımda öfkeden gözleri kızarmış bana bakıyordu.

"Annem nerede diyecektim-"

"Emel...."

Ellerini kıvırcık saçlarından geçirip sakin kalmaya çalışarak nefes verdi.

"Bu saate kadar neredeydin?"

Ne diyeceğimi bilmiyordum. Ben onun yalan söylediğini nasıl hemen anlıyorsam o da benimkini anlıyordu. Elimdeki telefonu arka cebime sıkıştırıp aklıma gelen ilk şeyi söyledim.

"Kafamı dinlemek için sahile gittim. Biliyorsun deniz sesi beni rahatlatıyor."

Bir anda işaret parmağını sallayarak başını eğdi. Sinirden tir tir titriyordu.

"Emel... Bana yalan söyleme lütfen."

"Yalan söylemiyorum Eser. Sahildeydim diyorum."

"Peki kiminle!"

"Sahile tek başıma gittiğimi biliyorsun. Ayrıca burada sana hesap vermek için durmuyorum. Annem nerede?"

İşaret parmağını üstümden çekip başını kaldırmadan merdivenleri işaret etti. Patlamak üzereydi ve kendini zor tutuyordu.

"Odasında."

Cevap vermeden merdivenlere yöneldim. Bir kaç adım çıkarken arkamdan seslendi.

"O adamla görüşmeyeceksin Emel."

Karşısına geçip benim ne yapmama nasıl karıştığını sorgulamak istesem de annemin bizi duyacağını bildiğim için hiç bir şey söylemeden çıkmaya devam ettim.

PANZEHİRWhere stories live. Discover now