Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
🔱
"Hem yürüyüş hem sohbet gerçekten iyi geldi Jeongin. Çok teşekkür ederim buluşma için."
Çocuk Hyunjin'e elini uzattığında el sıkıştılar.
"Rica ederim Hyunjin. Bunu daha sık yapmalıyız. Kaç senelik arkadaşız ama çok nadir fırsat buluyoruz."
Hyunjin gülümsedi.
"Haklısın. Sonra görüşürüz Jeongin."
Hyunjin arkadaşıyla vedalaştıktan sonra telefonunu kontrol ettiğinde Jisung'tan hala bir haber gelmediğini farketti. Acaba neler olmuştu? Onu aramalı mıydı? Ya da, hayır hayır. Ya yanlış bir zamanda ararsa?
Düşüncelerinden sıyrılıp ondan haber beklemenin doğru olacağına kanaat getirdi. Bir yandan yürüyor bir yandan da kardeşini merak ediyordu. Adımlarını attığı asfalt zeminde siyah bir nesne görmesiyle duraksadı.
Bu bir cüzdandı. Eğilip eline aldığında içinin oldukça dolu olduğunu farketti. İçinde kredi kartları ve bir kimlik de bulunuyordu. Yapacağı en doğru şeyin, onu bir Polis Merkezi'ne götürmek olduğuna karar verdi ve adımlarını o yöne çevirdi.
Polis Merkezi binasına adım attığında içeride hakim olan kargaşa dikkatini çekti. Bütün memurlar ellerinde dosyalarla birçok olayı çözmeye çalışıyorlardı ve işleri oldukça zor görünüyordu.
Danışmadaki kadın memurun yanına gitti.
"Merhaba. Yolda bir cüzdan buldum. Ne yapmalıyım?"
Kadın kafasını kaldırıp ona baktı.
"Şu an bütün birim memurları meşgul. Biraz beklerseniz tutanak tutmak için işi biten bir memur bulabilirsiniz."
Hyunjin anlayışla başını salladı.
"Pekala teşekkürler."
Kalabalıktan sıyrılıp kendine oturacak bir yer bulup oturduğunda yürümektem bacaklarının yorulduğunu farketti.
Bulunduğu koltuğun hemen yan tarafında bir sorgu odası vardı ve kapısı kapalıydı.
"Konuş, bütün deliller seni işaret ediyor be adam! Hala inkar mı ediyorsun!"
Sorgu odasından gelen konuşmaları ve oldukça sinirli erkek sesini duyduğunda odaya daha çok kulak verdi.
Aynı zamanda hışırtı,masaya vurulma ve birbirine çarpan metal sesleri de geliyordu. İçeride ne olduğunu merak etti.
"İtiraf etmen için illa ağzını burnunu kırmam şart mı!? Söyle, neden ölen kadının yatak odasındaki kadehte senin parmak izin vardı, ne halt karıştırdınız söyle yoksa çok kötü olacak!"
Hyunjin tekrardan duyduğu çarpma seslerinden sonra kapının açılmasıyla irkildi. İçeriden oldukça sinirli bir komiser çıktığında bakışlarını ona doğrulttu.
