Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🔱
"Al bakalım."
Patlamış mısırlar hazırdı. Minho, tencerenin kapağını kaldırdı ve oradan aldığı birkaç mısırı Jisung'un dudaklarının arasına sıkıştırdı. Jisung, mısırları çiğnerken Minho tekrardan mısır aldı ve onları da Jisung'a yedirmeye başladı.
"Lezzetli mi?"
Jisung, sincap gibi görünen yanaklarıyla başını salladı.
Minho, üst raftan indirdiği mısır kovalarına tenceredeki mısırları paylaştırırken, Jisung'un bakışları büyük mutfaktaki tam ortada duran tezgahtaydı. Minho ona döndüğünde kıkırdadı ve boş tezgaha ellerini yasladı.
"Burası hala boş." Minho sinsice sırıttı ve Jisung'un yanına adımladı.
"O yaptığımız şeyden sonra burada krep yapamazdım değil mi?"
Jisung, Minho'ya tutunarak tezgaha oturduğunda ellerini onun boynuna doladı.
"Ama bir şey yapabiliriz?"
"Mutfak fantazisi?"
"İşte bu!"
Minho güldü ve tezgaha eğilip Jisung'un yanağına bir öpücük kondurdu. Geri çekildiğinde Jisung, gözlerini pörtletmiş ona bakıyordu.
"Sadece, yanak mı?"
Minho başını salladı.
"Ya ne düşünmüştün?"
"Uhm, şey...farklı bir yanak düşünmüştüm."
Minho kahkaha attı.
"Hamilesin Jisung."
Jisung kollarını bağladı ve gözlerini devirdi.
"Doktorumla konuştum, sorun olmuyormuş."
"Emin misin?" Jisung başını salladığında Minho yaklaştı ve onun dudaklarını kendi dudakları arasına aldı.
"Ben dark seviyorum, dark. Sen bana şeftali renginde iç çamaşırı gösteriyorsun."
"Boş ver şimdi iç çamaşırını, heykelin mutfağından muhteşem kokular geliyor."
"Muhteşem kokular dediğin patlamış mısır."
Changbin ve Chan arka arkaya mutfağa girdiklerinde orta tezgahta oturan Jisung'u ve öpüşmekte olduğu Minho'yu gördüler.
Minho, onları farkedince şaşkınlığa uğradı ve Jisung'tan uzaklaştı.
"S-siz evimde miydiniz?"
Changbin başını salladığında avucunda biriktirdiği mısırları ağzına tıkıyordu. Birkaç tane de Chan'a uzattı.
"Hayırlı işler yürüyen heykel." Changbin sinsi sinsi gülerken mutfağın dışına adımladı.
