yeni okul ya da yeni şato falan filan

335 28 82
                                    

kendimi trenden dışarı attığımda, derin bir nefes aldım ve yeni okuluma baktım. açıkçası okuldan çok bir şatoya benziyordu.

"iyi öğleden sonraları, küçük hanım!"

duyduğum sesle hışımla arkamı döndüm.

uzun boylu, koyu mavi saçlara sahip, yakışıklı bir çocuk ellerini lacivert okul formasının arkasında birleştirmiş bir şekilde bana bakıyordu. 

"ah, merhaba," dedim gözüm göğsündeki karta kayarken. bu öğrenci kartı gibi bir şey olmalıydı, üzerinde "lee juyeon"  yazıyordu. kaşlarımı çattım.

bu isim neden bu kadar tanıdık?

"sen jaerin'sin galiba," dedi genç. "lee jaehyun'un kardeşi?"

"evet, abimi tanıyor musun?"

"kendisi en yakın arkadaşım olur," dedi başını aşağı yukarı sallayarak. "aslında seni karşılamaya o gelecekti, ama işi çıktı. seni okula kadar ben götüreceğim. ben lee juyeon."

başımı salladım ve eşyalarıma yöneldim.

"eşyaların görevliler tarafından getirilecek," dedi juyeon.

"ama kedim?" dedim elimle ravn'ı işaret ederek.

"onu güvenli bir şekilde odanda bulacaksın," dedi juyeon ve arkasını dönerek yürümeye başladı. koşarak peşinden ilerledim.

,,,

uzun uzun yürüdüğümüz taş yol sonunda bittiğinde, önümüzde bir asansör vardı.

"normalde," dedi juyeon cebinden bir kart çıkararak. "öğrencilerin asansörü kullanmasına izin yok. ama yeni geldin ve yorgun olabileceğini düşündüm, bu yüzden asansör için izin aldım."

"asansör kullanmıyorsanız nereden giriyorsunuz ki okula?"

"şuradaki merdivenleri görüyor musun?" dedi eliyle bir yeri işaret ederek. asansörün penceresinden gösterdiği tepeye baktım. "okula oradan giriyoruz. onun dışında yeraltından da giriş var."

asansör durdu ve dışarı çıktık.

önümüzde yine taştan bir yol ve iki yanında yemyeşil alanlar vardı.

"burası ön bahçe," dedi juyeon. "öğrenciler genelde arka bahçede takılır."

okul binasını göstererek konuştum. "okuldan çok şatoya benziyor."

juyeon başını salladı. "zaten şato. yani, bir asır öncesine kadar şato görevi görüyordu. ama ani bir kararla okul olarak kullanılmaya başlanmış."

kaşlarımı çattım. "neden ki?"

"bunu sana okulu gezdirecek kişi anlatsa daha iyi olur, hiç kendimi yoramam."

ben ona garip bakışlar atarken, o bunu umursamadı ve okul kapısına doğru ilerlemeye başladı.

,,,

"pşşt, okul başkanı hanım," dedi juyeon elini bir kızın önünde sallayarak.

"kardeşim değilim okul başkanı falan adayım ben," dedi kız juyeon'un elini eliyle iterek. "hem sen benim başkanlığımı niye bu kadar kolay kabullendin ki? senin arkadaşın da aday hani?"

"sunwoo'dan başkan falan olmaz," dedi juyeon ellerini ceplerine  sokarak. "her neyse, yeni kız."

 başıyla beni gösterdi ve konuşmaya devam etti. "lee jaerin. ona okulu gezdir."

kız, juyeon'un yüzüne dik dik baktı. "lan mal, buraya kadar getirip de niye sen gezdirmiyorsun?"

"banane kızım, o sizin tarafınızda," dedi juyeon ayrılmaya hazırlanırken. "örnek bir okul başkanı olarak ilgilen öğrencilerle. juyeon kaçar!"

GBC, the boyzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin