küvetteki kanlı fotoğraflar

78 12 69
                                    

saat gecenin bilmem kaçıydı, ben ise juyeon'un anahtarını çalmış ve mahzene inmiştim.

sumi'yi bulduğumuzda çok erken sevinmiştim. katilin bize bu kadar kolaylık sağlaması ve işine engel olabileceğimizi düşünmemiz saçmaydı, ben de zaten aptalın tekiydim. istediği zaman istediğinin canını alıyordu işte, küçücük sıradan bir kedi olsa bile.

ravn'dan bana kalan son şeye; parmağıma taktığım bilekliğine bakarken aklıma gelen ilk şarkıyı, scaredy cat'i mırıldanmaya başladım.

"jaerin?"

juyeon'un sesini duymamla başımı kaldırdım ve kapıya baktım. juyeon bana doğru ilerledi ve yanıma oturdu.

"anahtarı ceketimin cebinde bulamayınca buraya gelme ihtiyacı hissettim," dedi bana bakmadan. "ve sesin berbat."

"teşekkür ederim," dedim hafifçe gülerek. "bu arada saçların?"

"evet," dedi juyeon ellerini saçlarından geçirerek. "sarı yapmamı istemiştin."

"yakışmış."

"biliyorum."

bir süre hiç konuşmadan sadece oturduk, sessizliği en sonunda juyeon bozdu.

"kedin için üzüldüm, cidden. adı ravn'dı sanırım?"

başımı salladım, konuşmaya devam etti.

"ne hissettiğini anlayabiliyorum. ben çok küçükken bir kedim vardı. o da ravn gibi, böyle simsiyahtı. tüyleri yumuşacıktı, çoğu kediye kıyasla çok uysaldı. kendimi kötü hissettiğim zaman ona sarılırdım, onunla uyurdum. en iyi arkadaşımdı." yüzünü bana döndü. "sonra ne oldu biliyor musun?"

"ne oldu?" dedim ben de.

"onu bahçemizde ölü buldum. ravn ile aynı şekilde ölmüştü. yani daha doğrusu öldürülmüştü ve bunu yapanın kim olduğunu biliyorum. daha da sinir bozucu olanı onunla neredeyse her gün yüz yüzeyim."

"bu okulda mı yoksa?"

"evet, belki jungkook'u duymuşsundur. müdirenin yeğeni. peh, teyzesine bak yeğenini al."

kendimi tutamayarak kahkaha attım. "o sözün öyle olmadığını biliyorsun değil mi?"

"ne olmuş yani? o çocuk yüzünden şu an 11. sınıfı yeniden okuyorum. derslerimle falan alakası yok, pek belli olmasa da okulda iyiyimdir. 10. sınıftayken jungkook bana sataşırdı ve ben de her seferinde kendimi tutamaz bir haltlar yer favori mekanın müdirenin odasına yollanırdım. belki sadece bundan değil ama o günden sonra müdire de jungkook da bana düşman kesildi. jungkook ile zaten anlaşamazdık ama o gün neler oldu hiç anlayabilmiş değilim, her gün ki gibiydi işte."

"geçen gün beni revire götürmüştü."

"revire mi?" dedi juyeon kaşlarını çatarak. "niye ki, ne oldu?"

"lavaboda  bayılmışım, çığlığımı duyup yanıma gelmiş. yani bunlar onun bana söyledikleri. lavabodayken sanırım hayal gibi bir şey gördüm ve korkudan bayıldım. ama çok gerçekçiydi."

"nasıl yani?"

"musluklardan kan akıyordu, ve kapı kilitliydi." bir şey hatırladım ve kaşlarımı çatıldı. "lavaboya girmeden önce üzerimde okul kıyafetlerim vardı, ama revirdeyken kıyafetlerim değiştirilmişti.'

"hemşire değiştirmiştir?"

"ama hemşire değiştirmiş olsa kıyafetlerimi ya bana geri verir ya da çıkmadan önce kıyafetlerimi odada bırakırdı, bir şekilde o kıyafetleri bana gönderirdi. ama o günden beri okul üniformamı hiç görmedim , haftasonu olduğu içindir pek de merak etmemiştim açıkçası."

GBC, the boyzDonde viven las historias. Descúbrelo ahora