"boş herif" in tekiyle mahzen keyfisi

156 19 356
                                    

"e elimin tersiyle vuracağım ama şimdi," dedi sumi üzerimden yorganımı çekerek. "kalksana artık kızım."

kendimi zorlayarak yataktan kalktım.

"geç kalıyoruz jae," dedi sumi elindeki bir sürahi suyu hala uyuyan saphire'nin üzerine boşaltırken. "çabuk giyin."

sumi'nin söylenmeleri ve saphire'nin çığlıkları odayı doldururken dışarı çıktım ve koridorun sonundaki banyoya doğru yürüdüm.

,,, 

"ooo, geç mi kaldınız okul başkanı hanım?" diye bağırdı juyeon oturduğu çardaktan. 

"bana bak çocuk," dedi sumi, juyeon'a doğru yürüyerek. "zaten sinirlerim bozuk. bugün bulaşma bana, yemin ediyorum yaşatmam seni."

"aman, bir şey dedik sanki," dedi juyeon gözlerini devirerek.

saphire ve sumi'nin peşinden gitmeden önce, juyeon'a şöyle bir baktım. juyeon bunu fark edip de gülümseyince gözlerimi kaçırdım ve hızlı adımlarla oradan uzaklaştım.

"sumi," dedim önümde yürüyen kıza yaklaşırken. "bu juyeon kim?"

"boş herifin teki işte," dedi sumi son hız dersliğe doğru yürümeye devam ederken.

"iyi ben saphire'ye soruyorum o zaman?"

"çok iyi yaparsın."

ona garip bakışlar atarak saphire'ye yaklaştım. "ya şey soracağım, bu juyeon kim?"

"niye sordun?" dedi saphire imalı imalı.

"ya merak edip bir soru sordum tepeme çıkın isterseniz bir de ya!"

"iyi sinirlenme hemen," dedi saphire. "bizim bir üst devreden, 11. sınıf. aslında son sınıf olması gerekiyordu, ama sınıfta kaldı."

sumi'nin ileriden, "Allah'ın sorumsuz salağı" diye mırıldandığını duydum.

saphire konuşmaya devam etti. "birilerine sataşmaya bayılır, özellikle de sumi'ye."

sumi ne olduğunu anlamadığım bir şeyler mırıldandı ve adımlarını daha da hızlandırdı.

"tüm okul juyeon'u tanıyor. herkesle illa ki bir iletişimi olmuş bir insan. kızlar arasında oldukça popüler falan filan. gıcık bir tip."

başımı salladım. "peki sumi'ye ne oldu?"

"ah bir bilsem," dedi saphire. "yaklaşmaya korkuyorum. sunwoo ile alakalı bir şey olabilir  belki."

"sunwoo ile aralarında ne olduğunu da anlamadım tam olarak. sadece başkanlık seçimi yüzünden mi böyleler?"

"hayır. sunwoo, sumi'nin eski sevgilisi. anlaşamayıp bir yıl geçmeden ayrılmışlardı. başkanlık seçiminde ikisi de aday olunca araları iyice kötü oldu. geldik bu arada."

sınıfa girdiğimizde  boş olduğunu gördüğüm tek yere, pencerenin kenarındaki en arka sıraya oturdum.

defterimi masamın üzerine koyarken gözüm camdan dışarıya, hala çardakta oturan juyeon'a takıldı.

"neden hala dersliğe gitmiyor bu?" diye mırıldandım.

ve birden sanki ne dediğimi duymuş  gibi, ayağa kalktı ve çardaktan dışarı çıktı.

,,,

öğleden sonraki dersin tam ortasındayken dersliğin kapısı tıklatıldı ve içeri juyeon girdi.

"iyi dersler öğretmen hanım," dedi rahatsız edici bir gülüşle. "müdire hanım, lee jaerin'i odasına çağırıyor da."

öğretmen kenarları incilerle süslü gözlüğünü düzletirken bana dik dik baktı. "git bakalım."

GBC, the boyzWhere stories live. Discover now