4

1.5K 199 35
                                    

"Yeter bu kadar."

"Yorulmadım bile."

"Bir saat dedim bir buçuk saat oldu, o yüzden kes sesini."

"Sen de bana emir vermeyi kes. Annem üstüme bu kadar düşmüyor."

"Oğlunun böyle sorunlu olduğunu bilmiyor çünkü."

"Sensin sorunlu."

"Hı hı." Çocuğun onu göz ardı etmesi daha da sinirlenmesine yol açmıştı. Elindeki topu öfkeyle duvara fırlatıp ceketini almak için ilerledi. Üstüne atlayıp dövmek istiyordu İwa'yı.

"İyi, en azından çok diretmiyorsun."

"Senin gibi bir aptalla uğraşmak istemiyorum da ondan."

"Bu kadar egolu olma."

"Bunu her boka burnunu sokan sen mi söylüyorsun?"

"İyiliğini düşündüğüm için yaptığımı biliyorsun."

"Düşünme, buna ihtiyacım yok."

"Belli. Bıraksam salonda gebereceksin."

"Gebermem seni alakadar etmez."

"Boş konuşma." Başka bir şey konuşmamışlardı yol boyu ama ayrılacakları yere geldiklerinde Iwaizumi sessizliği bozdu.

"Git biraz dinlen. Bahçede top oynama."

"Ona da mı karışacaksın?"diye öfkeyle konuştu çocuk.

"Evet. Bak annene sorarım, oynadı derse döverim seni."

"Beni dövebileceğini nereden çıkardın?"

"Deneyelim istersen."

"Dayak yemeye meraklısın bakıyorum."

"Dayak yemeyeceğimden eminim." Dik dik baktılar birbirlerine birkaç saniye. Sonra Oikawa "tch" diyerek arkasını döndü ve hızla ilerlemeye başladı. Iwa da arkasından birkaç saniye bakıp evine ilerlemişti.

to be the best || IwaoiWhere stories live. Discover now