7 : billiard game pt.II

998 105 15
                                    

ep

К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.

ep.7

billiard game pt.II

Ne yani beni engellemese içi eroin dolu bir bardak şarap mı içecektim?

Arkadaşlarının ona tavşan dediklerini görmüştüm birkaç kez, Instagram postlarının yorumlarında. O kısımdan soyutlanıp gözlerimi kırpıştırdım. "Bekle." demiştim kolunu tutarken, Soojin'in yanına gidecekti çünkü çağırmıştı ancak birkaç soruma cevap vermeliydi, sonra istediği yere gidebilirdi.

"Tanıyor musun kimin verdiğini?"

Başını sallayarak onayladı, birkaç adım atıp önümde dikildiğinde başımı hafifçe kaldırdım. "Ama sana özel bir şey değil, korkmana gerek yok. Elinde bardak olmayan ve yalnız oturan herkesin yanına giderler, az önce o tanıma uyuyordun." 

Sonra sustu. Başka bir şey soracak mısın, der gibi bakıyordu gözlerime. "Barmenlerin katmadığına nasıl emin olabiliyorsunuz?"

"Burası kuzenimin barı, mekanda olmadığı zaman her bok döner. Gördüğün barmenlerin hepsini yakından tanıyoruz, onlar buna cesaret edemez. Daha önce bu tür şeyler yaşandı burada, o yüzden bir bokluk olduğu belliydi."

Başımı sallayıp kolunu bıraktığım an, "Gel," diye mırıldanıp masanın yanına ilerlediğinde peşinden ilerledim, istekayı da elime almıştım. Sıra bendeydi.

"Roseanne atarsa bu el sizin," 

Kaşlarımı kaldırarak pozisyonumu aldığım zaman istekayı topa yerinde bir hızla vurduğumda mor renkli top içerideydi. Bu el bizdeydi. Toplar tekrar dizildiğinde bu sefer Jungkook başlıyordu, yanında dikilirken arkasına adımlayıp omzunun üzerinden bilardo masasına baktığımda hangi topa dikkatlice baktığını fark etmiştim. Hafifçe eğilip elimi istekaya uzattım, kolum koluna sürtünmüştü. O toplara bakarken uzun çubuğun ucunu hafifçe sağa oynattım, gözüne kırmızı renkli olanı kestirmişti. Böyle vurursa eğer direkt top deliğe girerdi. Bakışları bana dönerken birkaç adım gerileyip başımı sola eğdim vurması için. Sol tarafında kalan viski bardağını elime almıştım, onundu. Yani içinde bir şey olsaydı içmezdi diye düşünerek yarısı bitmiş bardaktan birkaç yudum alarak atışını bekledim. 

Bakışlarını elimdeki viski bardağından çekip atışını yaptığında top içerideydi. 

Jennie'nin gözlerine baktığımda sırıttığını gördüm, elindeki bardağı şerefine der gibi kaldırmıştı bana bakmaya devam ederken. Gülmemek için dudaklarımı ısırarak önüme döndüm. Başından beri gözlerinin Jungkook ve benim üzerinde gezindiğini biliyordum. Sıra Jennie'deyken bilerek atışına yanıma gelerek yapmıştı, Jongin'in yanına geri dönerken de bacağımı çimdiklemişti. Son anda dudaklarımı birbirine bastırmıştım. 

İkinci eli Sooyoung'un takımı kazanırken Jennie'nin takımı elenmişti böylelikle. Bilmedikleri bir şey vardı ki, lise bittikten sonra Sooyoung'la beraber bilardoya sarmıştık, her hafta oynuyorduk. Takımlarımız avantajlı durumdaydı. Biz bilardo öğrenirken, Jen ise bowling oynamakta usta haline gelmişti. Onun yanında da spor salonuna kayıtlıydık, dört yıldır düzenli gidiyorduk.

old woundsМесто, где живут истории. Откройте их для себя