~17~

1.1K 68 78
                                    

Yukarıdaki şarkıyı açmayı unutmayın. Iyi okumalar ♡♡.


/ 2 Eylül, 2010 /

Alina sıkıntıyla yanındaki kızıl kadına bakıp açık saçlarını karıştırdığında Natasha göz devirdi.

Natasha: Şöyle davranmayı kes. Buraya anlaşmayı kendimize göre çevirip herkesi ikna edebilecek hale getirmek için geldik, ceza almak için değil!

Alina: Birazdan gireceğimiz "bol insanlı" toplantı beni geriyor! Binlerce devlet adamı, hükümet ve gazeteci var! Hakim ve polisleri saymıyorum bile..

Alina dediklerinden sonra daha da streslendiğinde Natasha kızı kendine doğru çevirip tam renkli gözlerinin içine baktı.

Natasha: Benim yanımda sen varsın, senin yanında ben varım. Ayrıca arkamızda da Nick var. Bu işi halledeceğiz.. Tamam mı?

Alina: Ya halledemezsek?

Alina düşünceli bir şekilde kızıl saçlı kadının renkli gözlerinin içine bakarken Natasha kendinden emin bir şekilde gözlerini kaçırdı.

Natasha: Sen Nancy'den, Ivan'dan ve hatta Red Room'dan kurtulan bir Karadul'sun Alina! Kendini küçümsüyorsun..

Natasha hafifçe sırıtıp yeniden aynanın karşısına geçtiğinde Alina hafifçe güldü.

Alina: Sanırım bu konuda haklısın. Ne olursa olsun, kim olursa olsun bir şekilde üstesinden geliyoruz.

Natasha baktığı aynada gözlerini yavaşça kaydırıp Alina'ya döndüğünde Alina'nın az da olsa rahatlamış olduğunu görüp başıyla onu onayladı.

Ne olursa olsun, konu kim olursa olsun onlar hep bir şekilde işten sırılmayı başarmıştı ve tabii ki de bundan sonra da başaracaklardı.

Odada öylece boş konuşmalar ile geçen yaklaşık 10 dakika sonunda toplantı için asıl kocaman salona geçen Alina ve Natasha birkaç dakika farklı kişiler ile sohbet edip anlaşma konusunda kendi taraflarına çekmeye çalışırken az da olsa işe yarıyormuş gibi görünüyordu.

Toplantı da onlara karşı çıkan çok fazla kişi olacaktı ve kendilerini destekleyen en azından birkaç kişi olduklarını bilmek belki de onları biraz daha rahatlatabilirdi.

T'challa: Bayan Ivanova?

Alina konuştuğu kişiden gözlerini ayırıp yanına gelmiş olan siyahi adama döndüğünde hafifçe kaşlarını çattı. Bu adamı bir yerden tanıyordu...

T'challa: Ben Wakanda prensi T'challa.. pek çok yerde gözükmüyorum-

Alina: Ah! Tabii ki de hatırladım! Merhaba bay..-

T'challa: T'challa demeniz yeterli.

Alina: O zaman Alina da yeterli.

Red Room || Steve Rogers Where stories live. Discover now