~1~

5K 295 201
                                    

⚜️

○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●
/ 24 Ağustos, 1998 /

"Ayağı kalk."

Kız acıyla gözünden yaşların akmaması için kendini sıkarken başındaki sert kadın onun yüzüne bile bakmadan konuşmaya devam etti.

"Sana ayağa kalk, dedim."

Kız kalkmak için yeltenirken kadın ona bir tekme attı. Kız yeniden yere düşüp gözünden damlayan yaşı silerken kadın konuştu.

"Ayağı kalk seni aptal!!"

Kız sinirle bir anda ayağı kalkıp kıpkırmızı mavi gözleri ile kadına baktı.

"Daha iyi olmalısın Alina. İyi olmalısın."

"İyi olmaya çalışıyorum efendim."

"Ama değilsin Alina. Berbatsın."

"Elimden-"

"Elinden geleni istemiyorum!! Senden güzel bir performans bekliyorum Alina!!"

Alina titrek bir şekilde yutkunup dolan gözlerini kırpıştırdı.

"Bugün yeterince rezilliğini gördüm. Odana git ve bana Natalia'yı çağır."

Alina dudaklarının içini sertçe ısırıp kadının önünden çekildi ve odadan hızla çıktı. Gözündeki yaşlar deli gibi akarken o hala kendini sıkıyordu. Birkaç kat merdivenlerden inip tuvalete girdi. Direkt olarak soğuk suyu yüzüne çarptı ve aynada kendine baktı. Defalarca düşmekten dağılmış sarı saçları ıslak yüzüne yapışmıştı ve böyle kesinlikle daha beter görünüyordu. Mavi gözünün kızarıklığı beyaz teninde bir leke gibi görünürken o saçını sıkıca topladı ve derin bir nefes alıp odasına doğru seri adımlar ile yürüdü.

Odaya girip birkaç kıza aldırmadan direkt olarak kendini yatağa attı.

"Natalia! Nancy Rushman seni çağırıyor."

Alina yastığı kafasına bastırıp sadece sakin kalmaya çalışırken biri yastığı kafasından çekti.

"O kadar mı kötüydü?"

"Evet! Şimdi beni rahat bırak!"

"Hadi Alina! Elinden geleni yapı-"

"Yetmiyor! Senin kadar mükemmel olamıyorum Natalia!!"

Alina dolmuş gözler ile kıza bağırırken kızıl saçlı kız yutkundu.

"Sana söyledim. Ben mükemmel değilim."

"Fark eder mi?! Bana bir çöpmüşüm gibi davranıyor!!"

"Bana nasıl davranıyor sanıyorsun?! Senden farklı değilim Alina!!"

Natalia elindeki yastığı gri, demir yatağa fırlatıp odadan çıktı. Alina odada sessizce duran birkaç kızı aldırmadan yastığı kafasına bastırıp ağlamaya devam ederken sadece mutlu olmak istiyordu. Mutluluğu bilmek istiyordu. Sadece.. Mutluluk ne demek bilmek istiyordu. Çok mu zordu?

Red Room || Steve Rogers Where stories live. Discover now