11

45.3K 3.7K 4.6K
                                    

Merdivenleri çıkmayı bitirip ikinci kattaki evimin önüne geldiğimizde etrafa yayılan yemek kokusu gerçekten aç olduğumu hissettirmişti. Jimin'de benim gibi düşünmüş olacak ki daha fazla dayanamayıp konuşmuştu.

"Taehyung keşke sizden geliyor olsa bu yemek kokusu."

Söylediği şey gülmeme neden olmuştu. Aslında bu tamamen hayalkırıklıkları ile dolu bir gülümsemeydi. Annem, babam öldüğünden beri evde yemek yapmazdı. Jimin'de bunu bildiği için kokunun bizden gelmesine imkan vermemişti.

Ancak kapıyı açarak içeri girdiğimde yemek kokusu evin her yerine yayılmış vaziyetteydi.

"Sanırım gerçekten sizden geliyor koku." diyen Yoongi hyung ile kaşlarım iyice çatılırken onları arkamda bırakarak hızla mutfağa ilerlemiştim.

Annemi ocağın başında tencere karıştırırken gördüğümde mutfak kapısında şaşkınlıkla kalakalmıştım. Kaşlarım havalanırken gözlerimin büyümesi de onunla beraber gerçekleşmişti.

Benim annem resmen yıllar sonra mutfaktaydı. Kalbim uzun zamandır görmediği bu görüntü ile hızlanırken arkamda diğerlerinin varlığını hissetmiştim. Jimin' de benim gibi gözlerini kocaman açarak anneme baktığında hemen ardından ikimiz bakışmıştık.

Bu cidden garipti.

"Anne?" diye konuştuğumda sesim o kadar kısık çıkmıştı ki zar zor duyulduğuna emindim. Ancak ortamında sessiz olması dolayısıyla annem sesimi duyarak bana bakmıştı. Hemen ardından diğerlerine gözleri çarparken Yoongi ve Jungkook'ta biraz fazla oyalanmıştı. Onları tanımadığını bildiğim için bunu dert etmeyerek ona doğru ilerledim.

"Sen iyi misin?" diye tekrar konuştuğumda benimle göz teması kurduktan sonra kafasını sallamış ve yemek masasını işaret etmişti. Hemen ardından dolaba yönelip fazladan tabak çıkarmaya başladığında sıkıntıyla derin bir nefes vermiştim.

Bir şey vardı, anlamıştım. Önce temizlik yapmaya başlamıştı şimdi ise yemek yapıyordu. Huzursuz hissediyordum.

Omzuma dokunan el ile arkama döndüğümde onun Jimin olduğunu görmüştüm. Kafasını soru sorar gibi salladığında bende kafamla masayı işaret etmiştim. Garip bir durumdu ama o beraber yemek yemek istediyse karşı da çıkmazdım.

Hep beraber mutfak masasına oturduğumuzda annem yemekleri önümüze koymuştu. Ellerimi önüme alarak parmaklarımla oynarken masaya pturmasını bekliyordum. Uzun zaman sonra elinden yemek yiyecek olmak beni heyecanlandırmış bir o kadar da hüzne boğmuştu. Her şey farklı olabilirdi diye düşünmüştüm sadece bir anlığına.

Derin bir nefesle düşüncelerimden kurtulduğumda gözlerimi Jungkook'a çevirmiş ve zaten üzerimde olan bakışları ile karşılaşmıştım. Soru işaretleriyle dolu gözlerini buradan bile anlayabilmiştim ama ne olduğunu ben bile bilmezken onlara bir açıklama yapamazdım.

Sessiz geçen yemek faslından sonra annem mutfağı toplamaya girişmişti. Jimin ile ne kadar yardım etmeye çalışsakta bizi adeta yok sayarak bu durumu engellemişti. Sonrasında ise sanki hiç var olmamış gibi odasına çekilmişti.

Şimdi ise dördümüzde salonda sessiz bir şekilde oturuyorduk. Gözlerim halıya takılmış bir şekilde bir şeyler düşünürken şu an benim için burda olmalarına sevinemiyordum bile.

Jimin daha fazla dayanamamış olacakki sessizliği bozmuştu. "İçki aldınız mı?"

Hepimiz birbirimiz ile bakışırken kimsenin içki almadığını anlamıştık. Spontane gelişen bir geceydi büyük ihtimalle ve evde birkaç atıştırmalık olsa da yeterli geleceğini sanmıyordum. Bu yüzden ayaklanarak konuşmuştum. "Ben gidip alırım."

called me | taekookUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum