8| Yerine Koyamadım Bu Gece Hiç Kimseyi

2K 191 461
                                    

Yibo'nun arabasına uzun bir yolun sessizliği hakimdi.

Oysa yanında oturan nişanlısını ve oğlunu alalı on beş dakika bile olmamıştı. Boğuk bir sessizlik önlerine örülmüş bir duvar gibi ikisinin de birbirini görmesine izin vermiyordu. Yibo bu duvarı kırmak için gözlerini yoldan ayırıp Zhan'a çevirdiğinde onun birkaç dakika önce kendisine öfkeyle bakan kırmızı ve şişmiş gözlerini karanlık yola sabitlemiş olduğunu, yüzündeki yorgunluğunu gizlemek için çaba sarf ederek sırtı dik bir şekilde koltukta oturduğunu gördü.

Xiao Zhan oldukça yorgundu.

Yibo yanındaki adama baktıktan sonra yeniden yola döndü. Bunca yıl tanıdığı gencin, babasıyla kavga ettiği için bu halde olduğunu elbette biliyordu. Zhan babası ile her tartışmasının ardından evden uzaklaştığında Yibo Zhan'ı koruyamamıştı. Çünkü o zamanlar Yibo da liseliydi, ne yapacağını bilmiyordu. İçindeki büyük karmaşa yüzünden eli kolu bağlıydı. Zhan kızlarla çok iyi anlaşıyordu. Hatta flört ettiği birkaç kız bile olmuştu ve Yibo her seferinde Zhan'a olan arkadaşlıktan öte duygular beslediği için kendisini cezalandırıyordu. 

Zhan ona bir arkadaş gibi davranırken Yibo farklı düşünüyordu. O dönem bu amansız duygulara esir olduğu için kendisini suçlayıp Zhan'a mesafeli davranmaktan başka bir şey yapamamıştı.

Çünkü ilk kez bir erkeği delicesine seviyordu; ilk kez kendisine söz geçiremiyordu.

İkisi de aynı üniversiteyi kazandığında Yibo hayatının en büyük cehennemini o zamanlar yaşadığını hatırladı. Lisede uzaklaştığı beden yüzünden inkar ettiği her bir duygu üniversitedeyken artık dizginlenemez bir hal almıştı. Zhan'ın sosyal bir kişiliği vardı ve her nerede olursa olsun parlıyordu. Onunla yakın olmak isteyen her kişiye nazik davranıp sanat kulüplerinin gözdesi haline gelmiş, okulda aranan bir öğrenci olmuştu. 

Yibo ise bunları sadece uzaktan izlemekle kalmıştı.

Zhan her ne kadar kendisini övüp dursa da onun mükemmel bir yeteneği vardı ve Yibo onun kendisine haksızlık ettiğini düşünüyordu. Fırçası sihirliydi, her tablosu mükemmeldi. Xiao Zhan nazik duruşunu resimlerine yansıtmaktan hiçbir şekilde çekinmiyordu. Bu yüzden Zhan ne kadar asi olsa da başarılı bir öğrenciydi. Yibo'nun aksine içine kapanık değildi, iyi iletişim kurabiliyordu; insanların ne istediğini çok rahat bir şekilde anlayabiliyordu.

Ama sadece Yibo'ya karşı tüm yeteneğini kaybediyor, Yibo'nun ne istediğini anlayamıyordu.

Şu anda bu arabada sessiz kalıp sıcak gözlerini Yibo'ya göstermediği gibi her seferinde içine kapanıp en kötü anında bile Yibo'dan yardım istemekten kaçınıyordu. Biraz da haklıydı. Çünkü üniversite yılları boyunca Yibo ondan kaçıp durmuştu. 

Zhan'a kendisinden çekinmesi için kendi elleriyle fırsat vermişti.

Bu zor kabulleniş Yibo'nun boğazına bir yumru gibi otururken dikiz aynasından oğlunun uyuyan masum yüzüne baktı. Yuan'ın da gözlerine hafif kırmızılık hakimdi. Onun da minik gözleri şişmiş, uyurken dudakları büzülmüştü. Sabah kreşteki öğretmen Yibo'yu aradığında Yuan'a bir şey olmasından korkmuştu. Çünkü son zamanlarda oğlu da Zhan gibi çok sessizdi. Babasına her şeyi söylemiyordu. Ancak o telefonda Zhan'ın Yuan'ın babası olarak kendisini tanıtması duyacağı son şeydi.

Zhan, Yuan'ı kendi evladı gibi sahipleniyordu. Bu Yibo'nun buz tutmuş yüreğini yumuşatırken derin bir nefes aldı, karanlık yola bakarken hafifçe gülümsedi. Ancak tam da o an tanıdık bir araba önünü kesince ani fren yapmak zorunda kalıp arabadakilerin hızla öne savrulmasına sebep olmuştu. Zhan'ın uyuşukluğu arabanın öne doğru sert manevrası yüzünden anında silinmişti. Daha ne olduğunu anlayamadan birbirlerine baktıktan sonra gözlerini önlerinde duran arabaya çevirdiler.

Bu Yüzden, | Yizhan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin