17| Sana tutunmak istemiştim, Hem de sana rağmen.

1.4K 138 327
                                    

Bazı anların, bir ömrü özetlediği gibi, bazı cümlelerin de bir ilişkiyi özetlemesi kaçınılmazdı. Her ne kadar bir şarkıya iki beden eşlik etse de her şeyin bittiği bu dünyada şarkı da son bulmuş, başka bir şarkı çalmaya başlamıştı. Onların şarkısı bittiğinde ise Zhan tereddüt dolu bir ifadenin eşliğinde kısık sesle Yibo'nun kulağına doğru yaklaştı.

"Sadece aşık olman yetmez, oysa ki bana güvendiğini düşünüyordum."

Az önce mekanda çalan şarkının bitişi gibi, büyülü an bozulmuş, Zhan ve Yibo gerçekle yüzleşmişti. Çünkü tek bir cümle güne noktayı koymuştu.

Alınları birbirine yaslı iki beden de sessizdi. Zhan'ın cümlesi, Yibo'nun gözlerindeki ışıltıları söndürmüş, boğazına yutulması zor bir yumru bırakmıştı. Genç adam haklıydı; Sadece aşık olmak yetmezdi, aralarındaki güven bağını sarstıktan sonra, Yibo hangi cümleler ile Zhan'ın yüreğinde açtığı yaraları kapatacağını bilmiyordu.

Ortadan ikiye ayrılan bir kağıt parçası gibi, derin bir nefes alarak bedenini kendisinden uzaklaştıran Zhan'a baktı. O sarhoş olsa bile kontrollüydü. Kendisinin aksine, Zhan diline gelen cümleleri söylemeden önce dilini hafifçe ısırarak düşünüp ardından söylüyordu.

Ancak söylediği tek cümle bile Yibo'nun gözlerindeki feri söndürmeye yetmişti. O, sevdiği adamla küs kalmak, onunla aynı yatağa birbirlerine kırgın bir halde girmek istemiyordu. Badem gözlü sevdiğinin ince belini sarıp sarmalamak, güzel yüzünü öpücüklere boğmak istiyordu. Saatlerce Zhan'ın Amerika'daki anılarını dinlemeyi, yüzüklü parmakları birbirine sarılı halde uyumayı istiyordu. Babasından alamadığı sevginin mislini vermeyi, sahiplenilmeyi istediği an arkasında geniş bir omuz olmayı; gerektiğinde ise kendisinin ona ait olduğunu hissettirmeyi istiyordu.

Ama tam da şu an, Zhan elindeki içkiden yudum alıp yanındaki arkadaşlarıyla konuşurken, kırık kalbine rağmen arkasına saklandığı parlak gülümsemesiyle Yibo'ya duvarlar örmeye başlamıştı. Yibo bocalayarak boş kalan ellerine baktı. Az önce kolları arasında kalan beden, tek cümlenin ardından kendisinden uzaklaşıp çıkardığı dikenlerini kendisinin tenine batırmayı seçmişti.

Yibo, bu davranışı hak ettiğini düşünerek arkadaşlarına çaktırmamak için yüzündeki hafif tebessümü bozmadı. Evliliklerinin hemen öncesinde ilişkilerini bu denli sarsacak bir kavgayı yaşamaları büyük talihsizlik olsa da evlendikten sonra yaşamaları daha acı verici olabilirdi, diye düşünerek kendisini telkin etmeye çalıştı.

Evlendikten sonra Zhan kendisinin gözlerinin içine bakarak "Seninle olduğum için pişmanım." dese, Yibo, sağlıklı düşünemezdi. Kim eşinden böyle bir cümleyi duyduktan sonra sağlıklı düşünebilirdi ki?

Jiyang, Zhan'ın kolundan çekiştirip mekanın ortasındaki kalabalığa çekiştirirken, diğer eliyle Ji Li'yi yakalamıştı. "Hadi dans edelim! Zhan'ın bekarlığa vedasını dans etmeden bitiremeyiz."

Gençler dans pistine geçip uçuk kafalarıyla dans etmeye başladıklarında, mekana geldiklerinden beri, yüzündeki ifadeyi düz tutmaya çalışsa bile gergince etrafı süzen Yibo'yu fark eden Xuan hafifçe yanındaki adama yaklaştı.

"Bir sorun mu var?"

Yibo daldığı korkunç düşüncelerden Xuan'ın sesiyle sıyrıldığında, kara gözleri dans pistinde giydiği dar kot pantolona inat kalçasını müziğe göre hareket ettiren nişanlısındaydı. Kaşları çatık bir şekilde yanında Xuan'ı cevaplasa da bakışlarını Zhan'dan çekmemişti. "Hayır, bir sorun yok."

Xuan, dudaklarından çıkan sözlere zıt bir şekilde hareket eden Yibo'ya bakıp dudaklarını birbirine bastırdı. Genç adam, öfkeyle soluduğu havayı bırakırken bakışlarını bir kez bile olsun sevdiği erkekten çekmemişti. Masanın üstünde duran eli, tuttuğu bardağı sıktığı için beyazlaşmış, elindeki damarlar belirginleşmişti.

Bu Yüzden, | Yizhan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin