lux 22

22.6K 2.5K 449
                                    

Şaşkınlık ve hayranlık zihnimde çarpışıyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





Şaşkınlık ve hayranlık zihnimde çarpışıyor.

Antrenman çıktığımda kan ter içindeydim. Devasa spor salonunun çıkışına doğru yürürken bacak kaslarım yorgunluktan titriyordu. İki hafta içinde oynanacak maçımız vardı. Erdem Hoca bu ara bize çok yükleniyordu.

"Okul çıkışı da antrenman olacak." diye seslendi arkamızdan. Zaten öğleden sonra izinli sayılmıştık. Bir de bu... Küfürlerimi yuttum.

Yarım saatimiz vardı dinlenmek için. Soyunma odasına girdiğimde çocuklar soyunuyordu.

"Ezgi sizce benden hoşlanır mı?" Efe'nin sesi odada yankılanınca göz ucuyla ona baktım. Melis'in yakın arkadaşından bahsediyordu.

"Yok be oğlum o da Rüzgar'a yanık." Terden ıslanmış bandanamı çıkarıp oturaktaki su şişesini kavradım. Ezgi lise birde bana aşk mektubu vermişti. Uğur mektubu sınıfta yüksek sesle okumuştu. Umurumda olmamıştı, o dönem hiçbir şey umurumda değildi.

"İki sene oldu saçmalamayın artık." diye homurdandım. Su şişesinin kapağını açtım. Öne eğilip kafamdan aşağı döktüğümde Mert ile Efe köşeye kaçtı.

Kafamın içindeki yanmayı başka türlü geçiremezdim.

"Yavaş ayı, kıştayız." diye bağırdı Efe. Perçemlerimin arasından onlara  baktım.

"Karışmayın." diye homurdandım. Yedek üniformalarını giyinirlerken üstümü çıkardım.

"Vay kanka, vücut yapmışız." Mert elinin tersi ile baklavalarıma vurdu. Son bir yıldır annemin sağlıklı beslenme takıntısı yüzünden evde sağlıklı şeyler pişiriliyordu.

Onun dışında koşuya çıkıyor, yüzüyordum.

"Abartma çoğunuzda var." dedim kafamı duvara yaslayarak. Uğur homurdandı.

"Ben kas yapmak için özel eğitmen tuttum." Uğur pazısını sıkarken sıkkın gözlerle ona baktım. Tutardı tabii. Yedek formamı  giyip çocuklara yaklaştım. Kafamı deli gibi sallarken hepsi yüzlerine gelen su damlalarından kaçınmak için dört bir yana dağıldı. Küfürler odada uçuşurken temiz bandanımı alnıma bağladım.

Kapı birden açıldığında hepimiz sıçradık. Erdem Hoca elinde kutuyla kapıda dikiliyordu. Kahverengi saçlarını at kuyruğu yapmıştı.

"Size sandviç getirdim. Yarım saat içinde silip süpürürsünüz gerçi de..." Adam sözünü bitirmeden herkes elindeki kutuya akın etmişti. Uzun bacaklarımı uzatıp spor ayakkabılarımı birbirine vurdum. Sezgin elindeki iki sandviçle birlikte meyve suyunu bana getirdi. Teşekkür edip elinden aldım.

İki sandviçi de beş altı dakika içinde silip süpürmüştüm. Oturaklara uzandığımda çocukların hepsi soyunma odasından çıkmıştı.

Kendimi diğer günlere kıyasla bitkin hissediyordum. Çift antrenman olayı beni bitirmişti. Cebimden telefonu çıkardım.

B: Ne yapıyorsun? (16.53)

N: Hazırlanıyorum sen?

B: Sıkıcı matematik dersi.

(Okundu: 16:55)

Kapı sonuna kadar açılıp duvara çarptığında kafamı kaldırdım. Efe elini salladı.

"Isınma koşusu yapacağız, hadi Erdem Hoca çağırıyor."  Söylenerek yerimden kalktım. Saçımın bir kısmını havluyla kuruturken Efe hala olduğu yerde duruyordu.

"Hadi çabuk, ben kaçtım." Uzaklaşan adım seslerini duyduğumda havluyu çantamın içine attım.

Spor salonuna girdiğimde koşmaya başlamışlardı. Köşede esneme hareketleri yaparken Erdem Hoca'nın gözleri üzerimdeydi.

"Balkan, koşmaya başla!"

Öfleyerek koşan sıraya katıldım. Spor salonunun kapısı açıldı, parlak mayoları ile jimnastikçi kızlar girmeye başladığında koşan çocuklar ıslık çalmaya başladı. Gözlerimi devirdim.

"Lan şuna bakın!" Orkun eliyle bağırıp o tarafı gösterdiğinde Nehir'i gördüm.

Tökezledim. Taytı ve at kuyruğu yaptığı saçlarıyla olduğu yerde dikiliyordu. Jimnastikçilerin eğitmeni Maria Hoca eliyle işaret yaptı. Öne çıkan üç kızdan biriydi Nehir.

Kakül kestirmişti. Çok güzel olmuştu.

Bunu görmem gerekiyordu, koşar adımlarla Erdem Hoca'nın yanına gittiğimde nefes nefeseydim.

"Kalflarıma kramp girdi, oturmam lazım." Erdem Hoca homurdanarak eliyle oturakları işaret etti. Sendeleme taklidimle kendimi oturağa bıraktım. Alnım buz keserken kafamı geriye yasladım.

Nehir hepsinden minyondu, dudaklarım kıvrıldı. Salonun köşesine geçip çenesini kaldırdı. Maria, eliyle işaret yaptığında şimşek gibi yerinden fırladı. Minderlerin üzerinde ard arda geri takla atarken nefesimi tutmuştum. Kemikleri yokmuş gibi esnekti. Parende, geri takla, geri takla,  ters köprüden sonra yerde çember gibi dönmesi, bir havada takla daha ve şpagatla bacaklarını yüz seksen derece açması. Yere oturduğunda nefes nefeseydi. Yanakları pembeleşirken gözleri kararlı bakıyordu.

Maria Hocanın yüzünde tatmin olmuş bir ifade belirirken diğer iki kızı izledim. Biri düştü, diğeri de hareketi unuttuğundan eli belinde durdu.

Maria üç kızı da yanına çağırıp konuşurken Erdem Hoca'nın bana baktığını fark ettim. Yüzümü buruşturup bacağımın arkasını ovuştururken adam kafasını iki yana salladı.

Nehir deli gibi esnekti.

Duvarın üzerine zarifçe çıkışından anlamalıydım. Nasıl anlayacaksam...

Nehir sıranın en arkasına geçerken diğer iki kız eşyalarını toplayıp, salonun çıkışına yöneldi. Melis ile Ezgi aralarında fısıldaştılar.

O'nunla göz göze geldiğimde yerimden fırlayıp koşan takım arkadaşlarıma katıldım.

Nehir jimnastikçiydi ve bunda çok iyiydi.

İçinizden geçenler bölümü:İGB:İGB:Kalp çokça bolca

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



İçinizden geçenler bölümü:
İGB:
İGB:
Kalp çokça bolca.
Oy vermeyi unutmayın.
<3

Matmazel Noir • yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin