Elveda

304K 23.8K 11.5K
                                    


------------------------------

Herkese teker teker bakıyordum. Yüzlerinde olan umutsuzluk daha da kötüye gidiyordu. Ne yapacaklarını bilemiyorlardı.

VICTORIA: Millet...

Erin fısıldayarak , aynı zamanda saçıyla oynayarak konuşmaya başladı.

ERIN: Bu harika. Surat ifadelerinize bayıldım. Umutsuzluğun sizi yiyip bitirdiğini görmek çok güzel.

Erin aklına bir şey gelmiş gibi gözlerini kocaman açtı ve normal konuşmaya başladı.

ERIN: Ah! Bilesiniz diye söylüyorum, dış dünya tamamen kirlenmiş durumda. Fizik laboratuvarında büyük bir makine var. Bilmem fark ettiniz mi? İşte onun sayesinde bu okul tek güvenli yer. Ve eğer ben ölürsem,  o arıtma sistemi işlevini yitirecek. Yani eğer benim infazıma karar verirseniz, buradaki okul hayatınız da sona erer. Okulu terk etmek zorunda kalırsınız ve sadece ölüm ve umutsuzluğun olduğu dünyaya dönersiniz.

Nasıl yani?! Temiz hava bile mi kalmamış?!

Diğerlerine bakıyordum. Birinden, sadece birinden benim tarafımda olduğunu belli eden bir yüz ifadesi arıyordum. Fakat yoktu.

ERIN: Bütün arkadaşlarının umutsuzluğa düşmesi senin en kötü sonun olur. Bir arkadaşın bile umutsuzluğa düşerse senin ölümün gerçekleşir. HAHAHAHAH!

Erin bağıra bağıra gülmeye başladı. Hayır! Hala inanıyorum onlara! O kadar şey yaşadık, beni öldürtmezler!

VICTORIA: Bu yanlış. Hiçbirimiz umutsuzluğa kapılmayacak! Hiçbirimiz sana karşı kaybetmeyeceğiz! Sadece ölüm ve umutsuzluk da olmayacak! Biz burada olacağız! Hiçbirimiz pes etmeyeceğiz!

ERIN: Sıkıcı. Sonuna kadar böyle inatçı mı kalacaksın? Aslında,  çok da umurumda değil. Artık bitirelim şu işi,  ne dersin?

Hepimiz korkulu gözlerle Erin'e baktık.

ERIN: Son oylama zamanı! Her şey sona kavuşuyor. Aptalca umudunla beraber, sen de sona kavuşacaksın!

Asla pes etmeyeceğim! Asla umudumu kaybetmeyeceğim! Bir atasözü vardır: "FAKIRIN EKMEĞİ UMUTTUR"

VICTORIA: Eğer dış dünya umuttan yoksun ise, ve umutsuzluk bulaşıcı ise, o zaman umut da bulaşıcıdır! Herkese kendi umudumu bulastıracağım! Pes etmek, ölmekten farksızdır!

Sonlara doğru daha da bağırmaya başladım.

ZACH: Ama Victoria, cidden korkuyorum...

VICTORIA: Kendine hakim ol! Burayı terk etmeyi herkesten çok istemiştin, ama şimdi onun istediği gibi mi yaşayacaksın?! Buna yaşamak bile denmez!

Zach'in surat ifadesinde ve duruşunda değişiklik oldu. Şimdi daha kendinden emin duruyordu.

ZACH: Haklısın! Hala yaşamak istiyorum. Gerçekten de buradan gitmek istiyorum!

Zach'i kendi tarafıma çektikten sonra Christie'ye baktım.

VICTORIA: Christie, sadece yaşamamızın yeterli olduğunu sanmıyorum. Biz yaşayanlar olarak, ölenlerin umudunu da taşıyoruz! Bunu Jessie için yap!

Christie'nin de duruşu değişti. Onu da kendi tarafıma çektim.

CHRISTIE: Jessie muhtemelen derdi ki: " Güç sadece zorluklara göğüs gererek elde edilebilir. Bu yüzden dikenli yolda yürümeyi tercih ediyoru." değil mi? Evet! Eminim öyle derdi!

Sırlar OkuluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin