Konuşma

398K 18.2K 4.6K
                                    

       Şu an odamda yatağın üstünde durup duvarları izliyordum. Marie dün öldürüldü. Bu sabah ise soruşturmalarımıza başladık. Bazılarımız grup olarak, bazılarımız ise soruşturmaları tekli yapmak istiyor. Ben soruşturmaları Sam ile birlikte yapıyordum. Marie öldükten sonra akşam uyuma zamanı ve sabah kahvaltıya kadarki zaman dışında hiç yanımdan ayrılmıyordu. Birbirimizi koruma konusunda gerçekten ciddiydi. Bu benim işime geliyordu. Çünkü bence hala bazıları Marie'yi benim öldürdüğümü sanıyordu.

Su içip tuvalete gittim. Aynada kendime baktım. İyi ki buraya gelirken bavuluma tarak ve makyaj malzemeleri koymuşum. Normalde makyaj yapmam belki ruj bazen de eyeliner ama olan olaylar yüzünden doğru düzgün uyuyamıyorum ya da yemek yiyemiyorum. Çünkü her yaptığım harekette ölüm korkum olmaya başladı. Bence hakkım da vardı. 3-4 günde bu hale geldiğime inanamıyordum. Bunları düşünürken akşam yemeğini yemeyi unuttuğumu fark ettim. Açlıktan karnım ağrıyor. Saat gece yarısı ve yemek için kantine gitmeliyim. En azından açlıktan ölmeyeyim.

Kapının anahtarını aldım ve odadan çıkıp kapıyı kilitledim. Etraf karanlıktı. Tam korku filmlerindeki gibibir hava vardı. Bende o filmlerdeki ilk ölen aptal kızdım.

Alt kata indim. Nasıl oldu da merdivenden düşmedim hâlâ şaşkınım. Kantine geldiğimde ışık düğmesini aramak amaçlı duvara tutuna tutuna yürüdüm. En sonunda elime düğmenin değdiğini anladım ve ışığı açtım. Bana arkası dönük biri tam karşımda duruyordu. Bu kişi Dean'di. Anlık heyecandan ağzımdan küçük ama sesli bir küfür kaçırdım.

''Sakin ol yemek yemeğe geldim.''

''Niye karanlıkta yiyorsun salak mısın? Ödüm patladı yemin ederim!'' dedim hafif sinirli bir şekilde.

''Normalde böyle laflar söylemiyorsun.'' Şaşırdığı belliydi. Ama nereden bilecek ki daha birkaç gündür tanışığız bu günlerde de çok konuşmuyoruz. Diyecek bir şey bulamadığımdan sadece omuz silktim.

''Sen neden geldin?''

''Açım'' dedim sadece kestirip atıyormuş gibi. Başka bir şey demeden yemek almaya gittim. Yemeği alıp masalardan birine oturdum. Tam yemeğe başlayacak iken Dean karşıma oturdu. Boş bir bakış attım ona. Benim bakışıma karşılık konuşmaya başladı.

''Bir şey bulabildiniz mi?''

''Hayır. Yarın müzik salonunu ve tiyatro salonunu araştıracağız. Sen?''

''Bilmiyorum.''

''Ne demek bilmiyorum?''

''Benim soruşturmam gizli.'' Dedi gülümseyerek. Eğleniyor gibi duruyordu. Benim sinir olmam onu mutlu ediyor.

''Hm peki.'' Dedim pek umurumda değilmiş gibi görünmeye çalışırken. Bir süre gözlerini üstümden ayırmadı. Ona bakmamaya çalışıyordum. En sonunda yemeğimi yemeyi bırakıp gözlerimi ona diktim.

''Aranızda bir şey mi var?''

Ne dediğini anlamamıştım. Kimden bahsediyordu? ''Hm?''

''Sen ve Sam arasında bir şey mi var?''

''Sağ olsun beni düşünen tek arkadaşım.''

''O kadar emin olma. Hem zaten o arkadaşlıktan daha ilerisini düşünüyor gibi.''

Öyle bir şey düşünmüyor. Düşünse bile bu onu neden ilgilendirir ki? İstifimi bozmadan ciddi durmaya devam ettim.

''Nerden biliyorsun?''

''Davranışları ve bakışları çok belli ediyor.''

''Neden bunlara dikkat ettin? Seni ilgilendirir mi?''

''Hayır ilgilendirmez gidin istediğiniz zaman istediğiniz şeyi yapın umurumda değil.'' Dedi ve gözlerini benden çekip kendi yemeğine baktı. Anlık bir sinir gördüm gözlerinde ama hemen yine ciddileşti.

''Tamam.'' dedim bende sakin kalmaya çalışarak. Aslında şu an kalbim çok hızlı atıyordu.

Sessiz bir şekilde yemeklerimizi bitirdik. Ara sıra bakıştık ama hiçbir şey demedik. Zaten pek konuşkan biri değil sanırım. Ayağa kalktım ve tepsimi üst dolaba koymaya çalıştım. Ama kısa olduğum için boyum yetmedi. O sırada arkamdan Dean geldi ve benim tepsimi ve kendi tepsisini dolaba koydu. Zaten uzun olduğunu tekrar gözümüze gözümüze sokuyordu. Teşekkür ettim ve arkamı döndüm. Tam gidecekken arkamdan seslendi.

''Seni tek düşünen Sam değil.'' Dedi. Şaşırmıştım.

''Aynen diğerleri de beni düşünüyor ama öldürmek için.'' Dedim buruk bir gülümsemeyle.

''Aslında ben bu şekilde düşünmüyorum.'' dedi. Ne demeye çalıştığını anlamıştım ama böyle bir durumda dramatik bir karşılık veremezdim.

''Düşündüğün anlamda dememiştim ama neyse. Bu sırada pijamaların çok komik.'' Dedi aklımı okumuş gibi.

''Pijamalarima baktım. Kalpli pembe bir pijama. Kış ayı olduğu için uzun kollular. Pijamamı değiştirmeye üşendiğim için böyle çıkmıştım odadan. Neyse fark etmez ölürüm yakında zaten.

''Aynen senin gözlerin şenlensin diye özel olarak giydim.'' Cevabım karşısında birbirimize güldük sonra iyi geceler deyip odalarımıza gittik. Aslında Dean soğuktu ama iyi biriydi. Fakat hiçbir şeyi söylemiyordu, hep içinde tutuyordu. Acaba araştırmasında ne buldu? Çok merak ediyordum. Fakat daha fazla düşünemedim. Yarın soruşturmalara devam edeceğiz ondan uyumalıydım. Kafamı yastığa koydum ve çok yorulmuşu ki anında uyudum.


Merhaba :D multimedyadaki kişi ölen en güzel kız olan Erin. Yarın da Sam'i paylaşacağım. Bu biraz aşk isteyenler için bir bölüm olmuş gibi. Pek aşk da olmadı ama sonraki bölümü yazmam için Dean ile Victoria nın konuşması lazımdı. Bu bölümde olay olmadığı için sonraki bölüm YARIN ya da PAZARTESI gelecek!! Bu sırada 1K dan fazla kişi olmuşuz hikayeyi okuyan! Herkese çok teşekkür ederim :D

Sırlar OkuluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin