FİNALE SON KALAAA

392 60 9
                                    

Güzel geçen bir gecenin ardından işimize gücümüze devam ediyorduk. Yine bol koşuşturmacalı bir gündü, mesai bitimine dakikalar kalmıştı, Yusuf odama geldi hastaları bitmişti eve beraber dönecektik. Benimle son iki hastam kalmıştı, nerede baksan yarım saat sürerdi.

" İlayda ben arabadayım" deyip gitti, adım kadar eminimki arka koltuğa kurulup bir güzel uyuyacaktı çimen gözlüm, kıyamadığım ikizler canımızı okuyordu geceleri ikimizinde. Her ne kadar Annem yardımcı olmaya çalışsa da gündüz yoruluyor diye kalkmamasını söylüyordum geceleri.

Son hastam da bitince, elimi yüzümü yıkayıp eşarbımı düzelttim, çıktım hastaneden arabama doğru yürüdüm.
Yaklaşıp arka cama baktım uyuyordu masumca, usulca arabaya bindim uyandırmamaya çalışarak. Arabayı çalıştırdım, hareket edecekken aniden yan kapı açılıp tanımadığım bir adam avucunda sakladığı silahla arabayı onun istediği yere sürmemi istedi.

- Sen de kimsin in arabamdan deyip sesimi yükselttim. Dua ediyordum ki Yusuf duyusunda akıllıca bir şeyler yapıp bize kurtarsındı. Gözümün ucuyla bakmayı denesem de adam anlamasın diye bakamadım.

El mecbur sürdüm adamın istediği yere. Merkezden çıktık bir köy yoluna doğru ilerlemeye başladık, her ne kadar civar köylere arada gitsek de bu köye hiç gitmemiştik. Belki Yusuf'tan Bir şey çıkmazsa köylülerden yardım isterim diye düşündüm ama bu da hüsran oldu. Tabiki köye girmedik yanından geçip dağ içinde bir yola saptık arada adama ikna lafları söylesem de 'KES SESİNİ' diyip susturuyordu.

Benden ne istiyorsun?
Beni nereye götürüyorsun?
Beni neden kaçırıyorsun?
Eline ne geçecek ?
Sen kimsin?

Defalarca sordum bunları, ama yanıt hep tersleme oluyordu. Arabada Yusuf'un olduğunu bilmesem kalbimin durması gerekirdi şimdiye kadar. Güven verenim iyiki vardı. Sesini duymasam, yüzünü görmesemde güvenini hissediyordum. Dağ içinde bir kulübenin yanında durduk.

"Ellerini havaya kaldır in arabadan sakın bir hata yapmaya kalkma" dedi.

Dediğini yaptım zaten ne yapabilirdim, daha yoldayken telefonumu , çantamı almıştı gözünü de hiç üstümden çekmedi. İşini iyi yapıyordu.

TÖVBEEE NE DİYORUM BEN

Her ne kadar korksamda dediklerini yapmaktan başka çarem yoktu. Yusuf mutlaka bir şey yapacaktık. Kulübeye girdik tek göz bir yerdi burası Kapıdan girince köşede bir yatak var. O yatağın üstünde kıvranan karnı burnunda bir kadın, doktorluk refleksleri ile hemen koştum neyi olduğuna bakmak için.

Adam hemen atıldı "sakin yanlış yapmıyorsun" dedi.

Bunca zaman dediğini yapmıştım, ama konu hastam olunca bu adama daha fazla tahammül edemedim.

"Çekil şurdan" deyip kadınla aramdan çıkardım onu.

" özür dilerim Doktor hanım, Biz kötü insanlar değiliz ama mecbur kaldık."
dedi Sancıların arasından doğumu başlamıştı. Adama dönüp

"sıcak su, bez, leyen gibi ve şeyler bul bana acil!!" dedim silahı elinde koşturmaya başladı.

"şu silahı bırak size yardım edeceğim, kaçmayacağım" dedim ikna olmadın. Biraz daha Yüksek sesle

"Eğer şu silahı bırakıp bana yardım etmezsen, çocuğun da karında ölecek"
kadında beni onaylar şekilde adama seslendi.

"ne yapayım söyle" dedi bana dönerek

" arabaya git arkasınada ilk yardım çantası var onu getir hızlıca" dedim sonra kadına dönüp doğuma hazırladım. Onu kontrol ettiğimde bebeğin ters olduğunu gördüm, zor biri doğum olacakdı belliydi.

BİZ İKİMİZ(TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now