18. BÖLÜM

495 107 14
                                    

Hep unutuyorduk değil mi? Planlar yaparken asıl sahibi hep unutuyorduk  işte.

 Tüm aile Sanki ben  Öcüymuşum de beni görünce betleri, benizleri atmış, sanki dilleri Lal olmuştu.   Sırayla hepsine göz gezdirdim. Ama nafile konuşan yok Yusuf'a sabitledim bu kez gözlerimi.Her ne kadar onun o çimen yeşili gözlerinde her baktığımda kaybolsamda şuan burada benden birşeyler gizliyordu ve ben ciddi olup dik durmalıydım. "Artık dökül sen mi? "diye sordu mu yönelttim Can eşime Gözleri de dolmuştu ama neden?

 "odamıza çıkalım orada konuşalım" dedi aile bireylerine sırtımı dönüp merdivenlere yöneldim Bir Şey Demeden iki katı kocaman olmayan ama beni merdivenlerde hep yoran bebişimize dışarıdan bir öpücük gönderdim Nefes nefese odamızın kapısındaydım. Şimdiden böyle isem karnım büyüyünce ne yapacaktım ben. Zehra anneme taşımalıyız belkide.Sessizce mırıldanırken Yusuf'a dönüştüm yüzümü. karşılaştığım üzgün bir surat ve ağzından dökülen bir 'hıı'  olmuştu. Elini tuttum sımsıkı güç vermek istercesine gülümsedi. Odamıza girdik tam odadaki cam önünde ikimizin karşılıklı kitap okumak için yaptığımız berjerlere yönelmiştimki elimden çekip yatağı oturttu. Yüzümü avuçlarının arasına aldı.Anlıma kocaman ve içten bir öpücük kondurdu sonra geri çekilip duyulacak şekilde yutkundu

-Yusuf'um , yeşillerin de Boğulduğum , Ömrüme güzellikler getirenim , cennet  yoldaşım. Neyin var? ne bu seni sıkan yoran şey? söyle neyse söylede beraber basedelim olmaz mı ?

-İlaydam Keşke Elimde olsa da sana hiç  gam kader çektirmesem  be gülüm

-Olmazzzzzz dedim hemen atılarak. Biz bu dünyada Sefa çekmeye gelmedik ki  kulluğunda bir karşılığı var. Hem ben Rabbim bizi unutmuyor da bize üzülecek şeyler veriyor derim hep. Cennet bedava değil demi Ama caneşim.

- Peki karıcığım Sen öyle diyorsan öyle olsun

-Heh şöyle kadın sözü dinle bakayım. Şimdi anlat seni dinliyorum.

- Anlatacağım ama Üzülmek yok bebeğimiz için sabırlı olacağız  Söz mü.

- Söz vermeden anlatmayacaksın anlaşıldı peki söz

- Ben bir süre yanında olmayacağım

-Nereye gidiyorsun ki dedim.Şaşkınca

başı önüne eğikken Sorduğum soru ile sırtını dikleştirip  "ASKERE" dedi

- Saatlerdir bunun için mi kıvranıyorsun dedim gülümseyerek

-E-e-evet dedi şaşkınca üzülmedin mi?

- Üzüldüm üzülmesine ama gidişine değil bebeğimizin her anında yanında olamayacağın için üzüldüm Vatan Borcu Sonuçta sevindim bile. Yaren olmak da varmış Kaderde. Hem sen bilirsin ben yazmayı severim. Bol bol yazarım sana. Hem Özenmişimdir  Asker yolu bekleyenlere. Mektuplar, hasret dolu telefon konuşmaları, yol beklemeler hepsi bizim için herşeyde hayır her şeyde değerini  bilmek için bir nimet aramalıyız. Sımsıkı sarıldı bana

-İlayda'm'dedi İyi ki sana çıkarmış Rabbim yolumu

- İyi ki dedim gülümseyerek

- ne zaman dedim güçlü durmaya çalışarak

- ne ne zaman dedi şaşkınca

- E gidişin şaşkın kocam

-Hı  dedi  dank etti sonunda nerelere gittiyse kafa konuyu unuttu. 

- bir hafta sonra dedi

- peki ne zaman belli oldu da sen bugün söylüyorsun bana

- geçen hafta

-neden o zaman söylemedin ki

- mezuniyetin vardı hevesini kırmak istemedim hem bebeğimizin kontrolü cinsiyeti falan Üzmek istemedim seni. Doktorla da konuştum Hem nasıl yol almam gerektiğini bilememiştim.

-He sen ondan apar topar çıktın  giyinmemi beklemeden

- Evet karıcığım önceliğim senin sağlığın Ve tabiki bebeğimizin. Doktordan da olumlu yanıt alınca geç olmadan bil istedim mutlu gününüde böyle mahvetme istemedim. Aslında yarın söyleyecektim ama Yakalandık suçüstü

  Akşam yemeği yedikten sonra ağırlık çöktü iyice çay demlemeden odama çıktım. Yatsı namazımı kılıp yattım benim için çok yorucu bir gündü.Sabah namazından sonra gün doğumunu izlerken Kuran'ımı okumuştum.Sonra kahvaltı için aşağı indim kocama sulu bir öpücük verip uyanmasını söyleyip. Benim tatlı eltim yine benden erken davranmıştı.

-Ama ya  niye bensiz hazırladın dedim yanığını makaslarken 

-Ee canım süt ettim bunlar hep hanene yazılan borçlar bugün sana yarın bana Allah'ın izniyle hem ben Yeğenime iyi bakmalıyım dedi.

O da benden makas alırken

- kız var ya sana bir haller oldu haa dedi.

Sonraki "a" ları  uzatarak

-ne olmuş ki bana dedim.

Kaşlarımı çatarken

-sen var ya eskiden

böyle söyleyip söylememe arasında sıkışmış gibi elini  dudağının kenarını vurup duruyordu. Heh  buldum dedi.Sonra ampulü bulmuşcasına.

 -Mıymıy,gülmeyen, hayata küsmüş, kimseyle konuşmayan, tuhaf bi uzaylı gibiydin ta ki Tuğçe'ye kadar farkında mısın? dedi

-mezar açayım mutfağın ortasına İstersen gömdün resmen

-Doğru söze ne denir dedi kendinden emin baksana süt elti makas falan alıyon  eski İlayda  yapar mıydı?

- Doğru diyorsun yapmazdı Tuğçe gelince hayatıma sanki beni aldı hurdalıktan modifiye yapıp geri size  verdi değil mi?

-Bak sen Neler de bilirmiş modifiye falan.

 kahkahalarımız mutfağı şenlendirirken kocalarımız da kapıda bize dalmışlardı. Aynı anda 'neşeniz bol olsun hanımlar' dediler. Bu defa hep birlikte gülüyorduk ortamı Zehra Sultanın 'Aminnn' deyişi susturmuştu. Onu ortamıza alıp hep birlikte sarıldık. Kahvaltımızı yapıp ortalığı toplayınca kahveleri Şirin balkonunuzda içmiştir.
  Yusuf ayaklanıp
"hadi bir İstanbul turu yapalım"dedi. kalkıp hazırlandık camileri, kız kulesini, Galata'yı akşama kadar gezdik dualar ettik alışveriş yaptık. Akşam yemeğine  halama geçtik babam,abilerim herkes oradaydı yenge adayım Tuğçe de tabiki Ha bir de asık suratı. Selen yanıma gelip usulaca kulağıma eğildi.
"kız valla bu kız seni gülümseteyim derken kendi asık surat oldu"  dedi gülerek
  Gerçekten de öyleydi hep yalnızlıktandı bunlar. Neyse ki abim dönmüştü görevinden Tuğçe'de mezun olmuştu değil mi evlenirlerdi yakında. Yemekler yendi, kahveler içildi, çaylar içildi Yusuf'un askerliğini konuşuyorlardı.  Herkesin yüzü düşmüştü ben bu haldeyim diye. Canım abim fark etmiş gibi ayağa kalkıp ellerini çırparak  dikkatleri üzerine çekti

-"EVET" dedi gür bir sesle bu akşam Yusuf'un haberiyle üzülme kotamızı dulduğumuza göre şimdi sıra mutlulukta.

Herkes  ne çıkacak diye  bakarken Berke abim bombayı koyu vermişti salonun ortasına.  Tuğçe kısa bir bakış atıp nabız yokladıktan sonra meraklı kalabalığa dönüp

"ÖTEKİ GÜN NİKAHIMA BEKLERİM  " diyi verdi.

 Tuğçe'cim benim saf arkadaşım gelin adayını başkası sanıp abime gözleriyle  ateş ettikten sonra Tuğba yengemin gelin sensin sözüyle küçük bir fenalık geçirmişti. E normaldir bu kadar Duygu değişimine yani. Meğer Tuğba yengem Tuğçe'nin kimliğini gizlice alıp abime vermiş oda nikah tarihini almış. Tuğçe'yi ayıltmak bu sefer zor olmuştu. Bunu bir kenara not ettiğini vede evlenince abimin burnundan  getireceğine adım kadar emindim. Evlere dağıldık Sonrasında nede olsa yarın kız istemeye gidecektik yenge kontenjanımı Tuğçe ile taçlandıracaktım sonuçta....

                         BÖLÜM SONU..........

BİZ İKİMİZ(TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now