Sirius'un yıkılmadan duran kararlı yüz ifadesi bir darbe almıştı. Diana gözünden bir damla yaş akarken yeniden gülümsedi. "Çocuğun olsun istemez misin birgün mesela? Bence sana bir kız çocuğu çok yakışırdı. Şöyle kuzguni saçlı gri gözlü bir kız çocu...
"Bu kadar güzel elmalı turta yapmak yasalara aykırı olmalı Bayan Meadowes." Dorcas kıkırdadı. "Remus, yavaş ye yoksa boğulacaksın!" Remus turtaya bir bakış attı. "Bunun mümkün olduğunu sanmıyorum," diye devam etti. "Nefes almaktansa ağzımda bu enfes tatla ölmeyi tercih edebilirim." Dorcas gülerek omzunu yumrukladı. "Salak."
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Marlene ve Sirius'la çifte randevuya çıkma zamanı geldi artık. Beş aydır çıkıyorlar, bu neredeyse yarım yıl eder." Remus bu dediğiyle Dorcas'a döndü. "O kadar oldu, değil mi? Merlin, zaman hızlı geçiyor." Dorcas başını salladı. "Öyle. Sirius nasıl?" "Mutlu," diye cevapladı Remus. "Marlene'le vakit geçirmekten hoşlanıyor." "Marls da öyle," diye onayladı Dorcas. "Sirius'la çıkmanın onu üzeceğini düşünüyordum ama sanırım bizimki cidden Diana'yı aştı."
Remus iç çekti. Öyle değildi. Öyle olmadığını biliyordu. Ama Sirius deniyordu ve bunu en iyi Remus biliyordu. İsteklerine saygı duymalıydı.
"En azından Diana'dan iyi," diye cevapladı. Bu, yalan sayılmazdı. Sirius içerisinde savaşlar verse de Diana mağlubiyetini saklamakla uğraşmıyordu. Marlene ve Sirius ilişkilerini açıkladıktan hemen sonra Dumbledore'a gitmiş ve beşinci sınıf müfredatını değiştirtmişti. Artık Dişi Anka Sihir Tarihi'nin bir parçası değildi. Ondan sonra da herkesle - Remus da dahil - arasına mesafe koymuş, Quidditch'i burakmış ve kendini tek gecelik ilişkilere adamıştı. Beşinci ve altıncı sınıflardaki neredeyse herkesle hatta birkaç son sınıfla yatmıştı. Okulda milyon tane dedikodusu çıkmıştı ama asıl sorun bunların hiçbiri değildi. Asıl sorun Diana'nın panzehiri aramayı bırakmasıydı.
Remus, çok çabuk pes ettiği için ona kızabilirdi fakat 970 sene kısa bir zaman değildi. "Ne anlamı var," demişti Diana. "Beni panzehiri bulana kadar bekleyecek biri yok nasıl olsa!" Diana'nın bu kadar kırgın olacağını kesinlikle tahmin edememişti. Ama Diana Sirius'un ondan vazgeçmesini hiçbir şekilde atlatamamıştı. O da kendisinden vazgeçmişti.
Dorcas başıyla onayladı. "Bizimle aylardır konuşmuyor. Başta Marlene'i görmek istemediğini sanıyordum ama sanırım derdi kendiyle." "Öyle," diye onayladı Remus. "Onun zaten derdi hep kendiyle." "Sirius'un ilgisinden hoşlandığını biliyordum ama bu denli yaralacağını hiç düşünmemiştim." Remus kafasını eğdi. "Onun hoşladığı Sirius'un ilgisi değildi, pes etmeyeşiydi."
"Pekala, o zaman haftaya ne dersin?" Remus kaşlarını çattı. "Ne için?" "Çifte randevu için. Sen, ben, Sirius, Marlene?" Remus dudağını ısırdı. Haftaya dolunay vardı. Ve sonunda bir dolunayı tüm çapulcular birlikte geçiriceklerdi. Peter da - Sirius ve James'in muhteşem katkılarıyla - bir animagus olmuştu ve şimdi hepsi birlikte bir sonraki dolunayı Patiayak, Çatalak, Kılkuyruk ve Aylak olarak geçirebileceklerdi.
